GİRİŞ
Bilindiği üzere 05.04.2023 tarihli ve 32154 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7442 sayılı Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11’nci maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 17’nci maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak Devlet Ormanlarında el konulan bütün yapı ve tesislerin, inşa aşamasında olanlar da dâhil olmak üzere, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, Orman Genel Müdürlüğü tarafından derhal yıkılması veya ihtiyaç görüldüğü takdirde ormancılık hizmetlerinde kullanılması düzenleme alanı bulmuştu. Fakat 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (“Orman Kanunu” ve/veya “Kanun”) ilgili maddesinde yapılan iyileştirmeye rağmen her ne kadar suç işlendiği an idare tarafından olaya hemen müdahale edilmesi ve olası yeni suçlar için caydırıcı rol oynanması hedeflenmiş olsa dahi uygulamada yalnızca suç tutanaklarının düzenlenmesi ve hukuka aykırı olarak inşa edilmiş yapı veya tesise fiilen el koyma işleminin gerçekleştirilmemesi, yeni binaların inşasının durdurulmaması, uzun süren dava süreçleri gibi durumlar sebebiyle ormanların korunması ve devamlılığını tehlikeye düştüğüne Orman Genel Müdürlüğünce (“OGM”) kanaat getirildiği görülmektedir. Bu minvalde 11.09.2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 32659 sayılı Orman Kanununun 17’nci Maddesinin İkinci Fıkrasının Uygulanması Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) ise ormanların kanun dışı müdahalelerden korunması için orman alanlarında yapılmaya başlanmış her türlü bina, yapı ve tesis inşaatlarına ilişkin kapsamlı düzenlemeler içermektedir.
A. ORMAN KANUNU’NUN 17’NCİ MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASININ UYGULANMASI HAKKINDA YÖNETMELİĞİN İNCELENEMESİ
a) Yönetmeliğin Kapsamı
Yönetmelik, Devlet ormanlarında işgal, faydalanma, açma, yerleşme amacıyla her türlü yapı ve tesis yapımı ile kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle dikim, ekim yapılan yerlerde elkoyma, yıkım, ortadan kaldırma, sökme, biçme ve Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirme faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu doğrultuda Devlet Ormanı tanımı ise Yönetmelik kapsamında ayrıca tanımlanmış olup “kadastro çalışmaları neticesinde orman olarak ilan edilip kesinleşen yerler ile 6831 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre orman sayılan Devletin hüküm ve tasarrufu altında ya da Hazinenin mülkiyetinde bulunan yerleri” ifade etmektedir. Yönetmeliğin Kanun atfıyla Devlet Ormanı tanımının kadastro çalışmaları neticesinde orman olarak ilan edilip kesinleşen yerler ile tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman olarak tanımlandığı tespit edilmiştir. Bu noktada ilgili Kanun hükmüne göre orman sayılmayan yerler ise; “Sazlıklar; Step nebatlariyle örtülü yerler; Her çeşit dikenlikler; Parklar; Şehir mezarlıklarıyla kasaba ve köylerin hudutları içerisinde bulunan eski (kadim) mezarlıklardaki ağaç ve ağaçlıklarla örtülü yerler, Sahipli arazide bulunan ve civarındaki ormanlarda tabii olarak yetişmiyen ağaç ve ağaççık nevilerinin bulunduğu yerler; Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan, dağınık veya yer yer küme ve sıra halinde ki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerler, Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazilerde tabii olarak yetişen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler; Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan (…) fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıklar; Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, özel kanunu gereğince Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş ve imar, ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 9/7/1956 tarih ve 6777 sayılı Kanunda tasrih edilen yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar; Funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler ve Orman sınırları dışında olup, alan büyüklüğüne bakılmaksızın sahipli arazilerde, ekim ve dikim yolu ile yetiştirilen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler” olarak sıralanabilir.
b) Suç Konusu Fiile Müdahale, Dikilen ve Ekilen Yerler ile Yapı ve Tesislere Yapılacak İşlemler
İşbu Yönetmenlik kapsamında Devlet ormanlarında kaçak olarak yapılan tesis ve binalar, ekilen ve dikilen yerler ile mahsullerine hiçbir karara gerek olmaksızın idare tarafından el konulur ve/veya ortadan kaldırılır. Yıkılmak ve/veya sökülme gibi ortadan kaldırma işlemlerine ilişkin tüm masraflar ise şüpheliden tahsil edilir.
Yönetmeliğe göre kesinleşmiş orman kadastrosuna göre orman sınırları içinde kalan orman alanlarında yer alan henüz tamamlanmamış ve inşaatı devam eden yapılaşmalar da dahil olmak üzere kanuna aykırı olarak inşa edilen tüm yapı ve tesislerin mühürlenmesi, üçüncü şahısların zarar görmesini engelleyecek tedbirlerin alınması, ardından düzenlenecek suç zaptının muhakkak Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilmesi gerekmektedir. Akabinde derhal Cumhuriyet Savcısı ya da Sulh Ceza Hâkimliği tarafından el koyma kararı verilerek, Orman Bölge Müdürlükleri nezdinde teşekkül ettirilecek olan inceleme ve karar verme heyeti tarafından yıkılacak taşınmazların tespiti yapılacak, Orman Genel Müdürlüğünce yapılacak masrafların kendilerinden tahsil edileceğinin ilgililere bildirilecek ve yıkım işleminin orman işletme şefliğince gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Tahliye ve yıkımla ilgili iş ve işlemleri engelleyenler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
c) Suça Konu Alet ve Benzeri ile Sair Eşyaya El konulması ve Koruma Altına Alma
Orman muhafaza memurları orman suçlarının takibinde orman kolluk görevlisi görevini yürütmektedirler. Orman Kanuna aykırılık oluşturan fiillerin işlenmesi durumunda elde edilen orman malları ile bu Kanunda yer alan suçların işlenmesinde kullanılan eşyaya 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) hükümlerine göre el koyma yetkisine sahiptirler. Zira Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı durumlarda da el koyma orman işletme şefinin yazılı emri ile yapılır. Orman kolluk görevlileri tarafından tanzim edilen suç tutanakları resmi evrak hükmünde olup aksi ispatlanıncaya kadar muteberdir. Ayrıca, orman muhafaza memurları CMK hükümlerine göre şüphelileri yakalama yetkisine haizdir.
El konulması ve koruma altına alma hakim kararı ile, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde de orman işletme şefinin yazılı emri ile yapılır. Hakim kararı olmaksızın verilen el koyma kararı kolluk görevlilerince takip edilir ve el koyma talebinin reddi halinde bu karara itiraz edilir.
d) İnceleme ve Tespit Heyetinin Kurulması ve Görevleri
İşlerin daha düzenli ve kolay ilerleyebilmesi için Orman Genel Müdürü tarafından inceleme ve tespit heyeti kurulur. Heyetin öncelikli olarak görevi kendisine intikal eden suça konu fiilin işlendiği yerin mülkiyet yönünden incelemesini yapmaktır bunun yanı sıra işbu heyet orman sınırları içeresinde kalan tamamlanmış veya inşası devam eden her türlü izinsiz yapı ve tesisin yıkılması, Orman kadastrosu bulunmayan alanlarda ve mülkiyet sorunu bulunmayan yerlerde MAH ve fiili durum birlikte değerlendirmek suretiyle orman olduğu anlaşılan yerlerde bulunan izinsiz yapı ve tesislerin yıkılması, Orman kadastrosu bulunmayan alanlarda MAH ve fiili durum birlikte değerlendirmek suretiyle Devlet ormanı sınırları içerisinde kalıp kalmadığı net olmayan ve mülkiyet sorunu bulunmayan yerlerde idare tarafından hukuki ve idari sürecin yürütülmesi hususlarında inceleme ve tespit sonucunda tutanak hazırlamaktadır. Akabinde gereği için tutanakları ivedi olarak ilgili orman işletme müdürlüğüne göndermektedir. Bu tutanak doğrultusunda yapılması gereken işlemler ise ilgili idarece uygulanmaktadır.
e) Yıkım Heyetinin Kurulması ve Görevleri
Yıkım işlemlerinin yapılabilmesi için Orman Bölge Müdürü tarafından yıkım heyeti kurulmaktadır. Yıkım heyeti, İnceleme ve tespit heyeti tarafından 8 inci maddenin dördüncü fıkrası gereğince orman alanı olduğu tespit edilen yerlerde, kovuşturması bitmiş ve hakkında verilen müsadere kararı kesinleşmiş yerlerde, soruşturması veya kovuşturması devam eden ve inceleme ve tespit heyetince yıkılması veya sökülerek ortadan kaldırılması gerekliliğini tespit ettiği yerlerde, izinsiz yapı veya tesislerin yıkılması veya sökülmesi suretiyle ortadan kaldırılması işlerini yaptırır. İnceleme ve tespit tutanakları ve müsadere kararı ile yapı ve tesislerin yıkım işlemlerine başlanır. Ek olarak yıkılması gereken fakat ormancılık hizmetlerinde kullanılmasında yarar görülen izinsiz yapı ve tesisler, sadece ormancılık hizmetlerinde kullanılmak suretiyle Orman Genel Müdürünün onayı ile kullanımına açılabilir.
SONUÇ
Orman Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği her ne kadar suç işlendiği an idare tarafından olaya hemen müdahale edilmesi ve olası yeni suçlar için caydırıcı rol oynanması hedeflenmiş olsa dahi uygulamada yalnızca suç tutanaklarının düzenlenmesi ve hukuka aykırı olarak inşa edilmiş yapı veya tesise fiilen el koyma işleminin gerçekleştirilmemesi, yeni binaların inşasının durdurulmaması, uzun süren dava süreçleri gibi durumlar sebebiyle ormanların korunması ve devamlılığını tehlikeye düşmekteydi. Bu sebeple Orman Kanunu’nun 17’nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması sırasında yaşanan çelişkilerin ve karışıklıkların giderilmesi adına ilgili maddenin Kanun’un amacına uygun şekilde uygulanması için 32659 sayılı Orman Kanunu’nun 17’nci Maddesinin İkinci Fıkrasının Uygulanması Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik kapsamında Devlet ormanlarında kaçak olarak yapılan tesis ve binalar, ekilen ve dikilen yerler ile mahsullerine hiçbir karara gerek olmaksızın idare tarafından el konulur ve/veya ortadan kaldırılır. Yönetmeliğe göre kesinleşmiş orman kadastrosuna göre orman sınırları içinde kalan orman alanlarında yer alan henüz tamamlanmamış ve inşaatı devam eden yapılaşmalar da dahil olmak üzere kanuna aykırı olarak inşa edilen tüm yapı ve tesislerin mühürlenmesi, üçüncü şahısların zarar görmesini engelleyecek tedbirlerin alınması, ardından düzenlenecek suç zaptının muhakkak Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilmesi gerekmektedir. Akabinde derhal Cumhuriyet Savcısı ya da Sulh Ceza Hâkimliği tarafından el koyma kararı verilerek, Orman Bölge Müdürlükleri nezdinde teşekkül ettirilecek olan inceleme ve karar verme heyeti tarafından yıkılacak taşınmazların tespiti yapılacak, Orman Genel Müdürlüğünce yapılacak masrafların kendilerinden tahsil edileceğinin ilgililere bildirilecek ve yıkım işleminin orman işletme şefliğince gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.
Bunun yanı sıra Orman muhafaza memurları Orman Kanuna aykırılık oluşturan fiillerin işlenmesi durumunda elde edilen orman malları ile bu Kanunda yer alan suçların işlenmesinde kullanılan eşyaya el koyma yetkisine sahiptirler.
Ayrıca inceleme ve karar verme heyeti tarafından yıkılacak taşınmazların tespiti yapılarak, idarece yıkım esnasında yapılacak masraflar kendilerinden tahsil edilecek, ilgililere bildirilmesi akabinde yıkım işlemi gerçekleştirilebilecektir. Bu düzenlemelerin yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü tarafından sahaların devamlı kontrol edilerek yeni yapılaşmaya izin verilmemesinin hedeflendiği de görülmektedir.