Şubat 7, 2025

Kartalkaya Yangın Faciası: Hukuki Ve Cezai Sorumluluk

GİRİŞ

21 Ocak 2025 tarihinde Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan bir otelde çıkan yangın, ülkemizi derinden sarsan bir trajediye dönüşmüştür. Bu elim olayda birçok kişi yaralanmış ve ne yazık ki bazı misafirler hayatını kaybetmiştir. Yangının ardından, otelin yangın güvenliği önlemlerinin yeterliliği, yönetimin sorumluluğu ve denetim süreçlerinin etkinliği gibi konular kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Yangının ardından yetkili merciler tarafından hem adli hem de idari soruşturmalar başlatılmış, otel yönetimi ve ilgili kişiler hakkında hukuki süreçler yürütülmeye başlanmıştır. İdari, hukuki ve cezai sorumluluk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu facia, pek çok mağdur ve aileleri açısından hukuki süreçleri beraberinde getirmiştir. 

Bu makalede, hukuki ve cezai sorumluluğu ele alınarak mağdurların ve yakınlarının haklarını arayabilmesi için başvurabileceği yasal yollar detaylandırılacak olup mağdurların ve yakınlarının hak arayış süreçleri ile ilgili olarak hangi hukuki yolların izlenebileceği kapsamlı şekilde incelenecektir.

A. ÖZEL HUKUK SORUMLULUĞU

Mağdurların Hukuki Koruması

Otel işletmeleri, misafirlerine güvenli bir konaklama hizmeti sunmakla yükümlüdür. Zira, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“TKHK”) tüketicilerin sağlık ve güvenliğini koruyarak sunulan hizmetlerin güvenilir olmasını sağlamayı amaçlamaktadır. TKHK’nın 1. maddesi, kamu yararı doğrultusunda tüketicinin sağlığını, güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını koruyucu önlemler alınmasını zorunlu kılmaktadır. Buna göre, tüketicinin güvenliğini tehdit eden hizmetlerin sunulması yasaktır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) “haksız fiilden doğan borç ilişkileri” başlıklı kısmı uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. İlaveten, TBK’nın 576. maddesi ise, konaklama yeri işletenlerin müşterilerinin eşyalarının güvenliğinden ve genel olarak güvenli bir ortam sağlamaktan sorumlu olduğunu düzenlemektedir. 

Bu çerçevede somut olay kapsamında yangına konu otel işletmesinin aşağıdaki ve bunlar dışında mevzuatın öngördüğü diğer yükümlülüklere uyması gerektiği aşikardır:

  • Yangın güvenliği standartlarına uymak,
  • Acil çıkış planlarını güncel ve erişilebilir tutmak,
  • Yangın alarm sistemlerini çalışır halde bulundurmak,
  • Müşterilerini olası acil durumlar konusunda bilgilendirmek.

Ne var ki, Kartalkaya otel yangını özelinde, otelin yangın güvenliği önlemlerini ihmal ettiği iddiaları gündeme gelmiştir. Yangın alarm sistemlerinin çalışmadığı, acil çıkışların yetersiz olduğu ve yangın söndürme ekipmanlarının eksik olduğu belirtilmiştir. Bu tür ihmaller, otelin sözleşmeye aykırılık ve haksız fiil sorumluluğunu doğurabilir. Dolayısıyla, yangından etkilenen misafirler ve hayatını kaybedenlerin aileleri, otel aleyhine hukuki yollara başvurarak talepte bulunabilir. Bu talepler, maddi ve manevi tazminat davalarıyla gündeme gelmektedir.

Maddi Tazminat Talepleri

Yangında zarar görenler, uğradıkları maddi kayıpları tazmin etmek amacıyla dava açabilirler. Bu talepler, yaralananlar ve hayatını kaybedenlerin yakınları için farklılık göstermektedir. Otelin müşterileri TKHK kapsamında tüketici sıfatını haiz olmakla birlikte, TKHK kapsamında sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat talep edebilirler. Hayatını kaybeden kişilerin yakınları ise, otelin ağır ihmali veya kusuru sebebiyle oluşan zararlarını TBK uyarınca haksız fiil sorumluluğu kapsamında talep edebilirler. Haksız fiil nedeniyle mağdur olanlar, TBK kapsamında maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Son olarak, yaralanan ancak otelin müşterisi olmayan kişiler de (örneğin ziyaretçiler), yine haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde TBK hükümlerine dayanarak tazminat davası açabilirler.

Bu kapsamda;

  • Yaralananların Maddi Tazminat Talepleri: Tedavi giderleri, çalışma kaybı ve kazanç kaybı ile gelecekteki bakım giderleri gibi zararlarını talep edebilirler.
  • Vefat Edenlerin Yakınlarının Tazminat Talepleri: Hayatını kaybedenlerin yakınları, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Ayrıca, cenaze ve defin masrafları da talep edilebilir.

Manevi Tazminat Davaları

Maddi zararların yanı sıra, yangın nedeniyle mağdur olan kişiler ve yakınları manevi tazminat talebinde de bulunabilirler. Manevi tazminat, mağdurların yaşadığı psikolojik ve duygusal zararların karşılanması amacı ile talep edilmektedir. Manevi tazminat miktarı, olayın vahametine ve mağdurların durumuna göre belirlenmektedir. Bu kapsamda;

  • Yaralananların yaşadığı psikolojik etkiler: Yangının yarattığı travmalar nedeniyle duyulan korku, stres ve depresyon gibi etkiler manevi tazminat kapsamında değerledirilebilecektir.
  • Hayatını kaybedenlerin yakınlarının yaşadığı acı ve üzüntü: Eş, çocuk ve ebeveynlerin yaşadığı kayıp nedeniyle duyulan psikolojik zararlar manevi tazminat taleplerinde değerledirilebilecektir.

Tazminat Davası Açma Süresi ve Zamanaşımı

TKHK’nın 16. maddesine göre, kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten doğan sorumluluk, hizmetin ifa tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, ayıp ağır kusur veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz. TBK kapsamında ise, haksız fiil kaynaklı tazminat davalarında, zarar ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl, her durumda 10 yıl içinde dava açılmalıdır. Eğer fiil aynı zamanda ceza kanunlarına göre daha uzun bir zamanaşımına tâbi bir suç teşkil ediyorsa, ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Bu kapsamda, mağdurların hak kaybına uğramamak için zamanaşımı sürelerini göz önünde bulundurarak hareket etmeleri gerektiğini vurgulamak gerekir.

Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Yangın sebebiyle mağdur olan kişiler, otel işletmesine karşı tazminat davası açmak için görevli ve yetkili mahkemeye başvurmalıdır. Bu kapsamda, TKHK kapsamında tüketici sıfatını haiz mağdur otel müşterilerinin açacakları davada görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri iken otel müşterisi olmayan mağdurların açacağı davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır.

B. CEZAİ SORUMLULUK

Kartalkaya otel yangı kapsamında yalnızca özel hukuk sorumluluğu ve tazminat davaları değil, cezai sorumluluk kapsamında ceza davaları da gündeme gelmektedir. Yangının ölüm ve yaralanmalara sebep olduğu göz önüne alındığında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) kapsamında öldürme ve yaralama suçlarının unsurlarının oluştuğundan bahsedilecektir. 

Kartalkaya otelinde gerçekleşen yangın faciası için re’sen başlatılan soruşturma kapsamında sorumlulara isnat edilen suçun tespiti gerekmektedir. Sorumluların fiillerinin taksir kapsamında kaldığının ve/veya soruşturmanın eksik yürütüldüğünün tespiti halinde mağdurların şikayet dilekçesi ile şikayette bulunmaları gerekmektedir. Ancak  her iki suç kapsamında da re’sen soruşturulma başlatıldıysa mağdurların ayrıca şikayette bulunmasına gerek yoktur. 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237. maddesine göre, suçtan zarar gören kişiler açılan ceza davasına “katılan” sıfatıyla müdahil olabilirler. Bu süreçte mağdurlar veya hayatını kaybedenlerin yakınları, açılan davaya müdahil olmak için mahkemeye başvurabilir. Katılan sıfatını kazanan kişiler, sanıkların cezalandırılmasını talep edebilir, delil sunabilir ve duruşmalara katılabilirler. Ancak, ceza davasının yalnızca sanıkların cezai sorumluluğunu belirlediği; mağdurların maddi ve manevi zararlarının karşılanması için ayrı bir hukuk davası açmaları gerektiği unutulmamalıdır.

C. SONUÇ

Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın faciası, otel işletmelerinin yangın güvenliği konusundaki sorumluluklarını ve denetim mekanizmalarının etkinliğini bir kez daha gündeme getirmiş olup hukuki hem cezai sorumluluğu açısından ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Otel işletmecileri, misafirlerine güvenli bir konaklama sağlamakla yükümlü olup bu yükümlülüğün ihlali TKHK ve TBK kapsamında sorumluluk doğurmaktadır. Mağdurlar, maddi ve manevi zararlarının tazmini için hukuk mahkemelerinde dava açabilecekleri gibi sorumluların cezai sorumlulukları da bulunmaktadır. Sonuç olarak, mağdurların haklarının korunması açısından hukuki süreçler dikkatle takip edilmesi önem arz etmektedir.

Yazarlar

Ebru Özkan

Ebru Özkan

Kıdemli Avukat

Aleyna Kekeva

Aleyna Kekeva

Avukat