GİRİŞ
Anayasal bir yükümlülük olan askerlik hizmetine ilişkin hususlar kanuni düzenlemeler kapsamında belirlenmektedir. Bir işçi zorunlu askerlik görevi sebebiyle işten ayrılmak zorunda kaldığında 4857 sayılı İş Kanunu’nun (“İş Kanunu”) 31. maddesine göre hareket edilmektedir. İşçinin bu maddeden doğan hakkından faydalanabilmesi için o işte en az bir yıl çalışmış olması şarttır. İşbu yazımızda askerliğin iş sözleşmesine etkisi mevzuat, doktrin ve Yargıtay kararları ışığında değerlendirilecektir.
A. ASKERE GİDECEK İŞÇİLERİN HAKLARI
Askerlik görevini yerine getirmek üzere işçilerin işlerinden ayrılmaları sonucu işverenle olan iş ilişkileri hukukumuzda özel olarak korunmaktadır. Askere gidecek işçinin hakları temel olarak kıdem tazminatı alma hakkı, işe geri dönme hakkı ve iş sözleşmesinden ya da kanundan kaynaklanan diğer işçilik hakları olarak sıralanabilir.
a. İşe Geri Dönme Hakkı
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 31. maddesinin son fıkrası;
‘’Herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder.’’
hükmünü havidir. Bu minvalde 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre, askerden dönen işçi, eski işyerinde veya benzer bir işte boş pozisyon varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe o anki koşullara göre geri alınması gerekmektedir. Öte yandan söz konusu maddeden de görüleceği üzere 31. Maddede yer alan şartlar mevcut olmasına rağmen eğer işveren işçiyi geri işe almıyorsa geri alınma talebinde bulunan işçiye 3 aylık ücreti tutarı kadar tazminat ödemek zorundadır. İşçiye bu konuyla alakalı dönüş yapılmadıysa işçinin takip etmesi gereken hukuki yol şu şekildedir:
b. Kıdem Tazminatı
Askerlik sebebiyle işten ayrılma durumunda işveren zorunlu olarak askere giden işçisine kıdem tazminatı vermekle yükümlüdür. Fakat işçinin kıdem tazminatını kazanması için belli şartların her halükârda yerine getirilmesi gerekmektedir. İşçi ve işveren arasında İş Kanunu’na göre geçerli sayılan bir iş sözleşmesinin varlığı ve işçinin en az 1 yıldır işyerinde çalışıyor olması ve işçi işveren ile arasında imzalanan iş sözleşmesini askere gitme sebebine dayandırmak suretiyle haklı sebeple feshedilmesi gerekmektedir. Ancak bu noktada askerlik nedeniyle iş sözleşmesini fesheden bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanmak için askerlik yaptığını işverene ispat etme yükümlülüğü olduğunu belirtmek gerekmektedir.
c. İş Sözleşmesinden ya da Kanundan Kaynaklanan Diğer İşçilik Hakları
İşçi en başta kıdem tazminatı olmakla birlikte, yıllık izin ücreti, ikramiye, fazla mesai ücreti ve UGBT ücreti gibi alacakların talebi haklarına sahiptir. Fakat işçinin ihbar tazminatı askerlik tazminatı içinde yer almamaktadır.
B. İHBAR TAZMİNATI İSTEME HAKKI
Yukarıda da belirttiğimiz üzere işçinin askerlik sebebiyle işten ayrılan işçi, ihbar tazminatı isteme hakkına sahip değildir. Zira Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından verilen karar incelendiğinde “İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez” şeklinde karar verildiği görülmektedir. Özetle ihbar tazminatı, askerlik tazminatı içerisinde yer almaz. [Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 24.10.2016 Tarihli, 2016/33861E., 2016/17414K. Sayılı Kararı]
C. İŞÇİNİN ASKERLİKTEN DOLAYI HAKLI FESİH HAKKI
İşçi, imzaladığı iş sözleşmesini askere gitme sebebiyle haklı sebebe dayandırarak feshedebilir. Fakat işçinin askerliği bahane ederek öncesinde başka yere gittiği anlaşılırsa haklı fesih sebebi ortadan kalkmış olur. Bu şekilde işçi haklı nedenden doğan kıdem tazminatı hakkını kaybeder. Bu açıdan işçinin fesih bildirimini yaparken bildirimin ekine muhakkak askerlik sevk belgesini eklemesi gerekmektedir zira ispat durumunda ilgili belge ispat aracı olacaktır.
D. BEDELLİ ASKERLİĞE GİDEN İŞÇİLERİN DURUMU
a. Bedelli Askerlik Süresince İşçinin Ücretsiz İzinli Sayılması Hususu
7179 Sayılı Kanun ile bedelli askerlik hizmetinden yararlanan işçilerin temel askerlik eğitim süresi boyunca iş sözleşmelerinin akıbetine ilişkin yasal bir düzenlememe bulunmaması sebebiyle doktrinde farklı görüşler bulunduğu görülmektedir. Bedelli askerlik süresince işçinin ücretsiz izinli sayılması incelendiğinde öncelikle ücretsiz izin uygulamasının hukuki temelini çoğu zaman işçi ile işveren arasındaki bir anlaşmadan kaynaklandığını unutmamak gerekir. Bu açıdan işçinin işverence tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarılması “çalışma koşullarında esaslı değişiklik” oluşturacaktır. Bu nedenle, 4857 sayılı İş Kanunu madde 22 hükmü gereğince işverenin ücretsiz izin önerisini yazılı olarak yapması, işçinin ise söz konusu öneriyi altı işgünü içinde yazılı olarak kabul etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde işveren işçiyi ücretsiz izne çıkaramaz. Yine belirtmek gerekir ki toplu iş sözleşmesine bu yolda konulan açık hüküm gereğince de işçi ücretsiz izne çıkarılabilir.
b. Bedelli Askerlik Süresinin İşçinin Yıllık Ücretli İzninden Mahsup Edilip Edilemeyeceği Hususu
Yıllık ücretli izin, Anayasa’nın 50. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. maddesi ile güvence altına alınmış bir dinlenme hakkıdır ve bu hak işçinin işveren tarafından kullandırılması zorunlu olan temel haklarından biridir. Yıllık iznin amacı, işçinin çalışma hayatındaki yorgunluğunu gidermek ve verimliliğini artırmak için ona dinlenme olanağı sunmaktır. Bedelli askerlik süresi ise bu amaca hizmet etmez, çünkü askerlik hizmeti, dinlenme yerine fiziksel ve zihinsel olarak belirli bir yükümlülük anlamına gelir.
Bu bağlamda, bedelli askerlik süresinin yıllık ücretli izinden mahsup edilmesi, yıllık iznin amacına aykırı düşecektir. Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesine göre “İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Bu hüküm, bedelli askerlik süresi için de geçerli sayılmalı ve bu süre yıllık izinden düşülmemelidir. Bedelli askerlik, yıllık iznin yerine geçebilecek bir dinlenme süresi olarak kabul edilmemeli, işçi bedelli askerlik sonrasında yine yıllık ücretli izin hakkını tam olarak kullanabilmelidir.
c. Bedelli Askerlik Sonrasında İşverenin İşçi ile Sözleşme Yapma Zorunluluğu Meselesi
4857 sayılı İş Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan, “Herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder.” kanun hükmü ile askerlik görevini yapan işçilerin görevlerini tamamladıktan sonra işlerine geri dönme haklarını güvence altına alır.
Bu sebeple işveren, işçinin başvurusu durumunda, eski işine ya da benzer bir işe onu almak zorundadır. Eğer işveren bu yükümlülüğü yerine getirmezse, işçiye üç aylık ücreti tutarında tazminat ödemek zorundadır. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi için işçinin, görevinin sona ermesinden itibaren iki ay içinde başvuruda bulunması gerekmektedir; aksi takdirde işçi, işe geri dönme hakkını kaybeder.
İlgili kanun maddesinde, “herhangi bir askeri görev” ifadesinin, sadece muvazzaf askerlik değil, her türlü askerlik görevi için geçerli olduğu belirtilmiştir. Yani, bedelli askerlik yapan işçiler de bu haklardan yararlanabilir. Bedelli askerlik süresince iş sözleşmesi askıya alınmışsa, işverenin işçiyi tekrar işe alma zorunluluğu olmayabilir ve doktrinle tartışmalı olarak iş sözleşmesinin hukuka aykırı bir şekilde sona erdirilmesi anlamına gelir, bu durumda işçi işe iade davası açabilir, ancak iş sözleşmesi sona erdirilmişse, işveren işçiyi tekrar işe almak zorundadır. Ayrıca, işçinin askerlik görevini tamamlamasının ardından işine geri dönme talebinde bulunması gerekmektedir.
Sonuç olarak, bedelli askerlik yapan işçilerin hakları da muvazzaf askerlik yapan işçilerle aynı şekilde korunmakta, ancak iş sözleşmesinin sona erip ermediğine bağlı olarak işverenin yükümlülükleri değişmektedir. Eğer iş sözleşmesi sona erdirilmişse, işverenin işçiyi yeniden işe alma zorunluluğu vardır, ancak askı durumu söz konusuysa bu zorunluluk geçerli değildir.
SONUÇ
Askerlik görevi nedeniyle işten ayrılan işçilerin hakları ve işverenin yükümlülükleri çeşitli yönlerden değerlendirilmiştir
4857 sayılı İş Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca, askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işten ayrılan işçiler, ödevlerinin sona ermesinden itibaren iki ay içinde işe dönme talebinde bulunabilirler. İşveren, eski işçi için mevcut pozisyonları tercih ederek veya ilk boş pozisyona göre işçi almalıdır. Bu yükümlülüğe uyulmaması durumunda, işverene üç aylık ücret tutarında tazminat ödeme zorunluluğu getirilmiştir.
Askerlik nedeniyle işten ayrılan işçilerin işçilik alacakları konusu incelendiğinde öncelikle kıdem tazminatı alma haklarının mevcut olduğu belirtilmelidir. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi için işçinin en az bir yıl süreyle çalışmış olması ve iş sözleşmesinin askere gitme sebebiyle feshedilmesi gerekmektedir. İşçinin askerlik hizmetini belgeleyerek işverene ispat etmesi gerekmektedir. Öte yandan askerlik hizmeti nedeniyle işten ayrılan işçilerin ihbar tazminatı talep etme hakları bulunmamaktadır.
Bedelli askerlik yapan işçiler için de benzer haklar söz konusudur. Bedelli askerlik süresince işçi ücretsiz izinli sayılabilir, ancak bu süre yıllık ücretli izinden mahsup edilemez. İşveren, iş sözleşmesinin işçi tarafından sona erdirilmesi şartı ile bedelli askerlik sonrası işçiyi işe alma yükümlülüğüne sahiptir; ancak iş sözleşmesinin askıya alınmış olması durumunda bu yükümlülük geçerli olmayabilecek bu durumda da işçi işe iade davası açabilecektir.