Şubat 20, 2025

Yapay Zekâ Tarafından Oluşturulan Sözleşmelerin Hukuki Geçerliliği

Günümüzde yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi, birçok sektörde olduğu gibi hukuk alanında da önemli değişimlere yol açmaktadır. Yapay zekâ tarafından oluşturulan sözleşmeler, özellikle otomasyon süreçlerinin hızlanması ve insan hatasının azaltılması açısından büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, bu tür sözleşmelerin hukuki geçerliliği konusunda bazı tartışmalar devam etmektedir. 

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na (“TBK”) göre, bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için tarafların sözleşme yapma ehliyetine sahip olması, sözleşmenin konu ve şekil açısından kanuna uygun olması ve tarafların iradelerinin özgür şekilde açıklanmış olması gerekmektedir. Yapay zekâ tarafından oluşturulan sözleşmelerde, en büyük tartışma konusu, irade açıklamasının kime ait olduğu ve bu açıklamanın geçerliliğidir. Yapay zekâ, kendi başına bir hukuki özne olmadığından, oluşturduğu sözleşmelerin bağlayıcılığı konusunda tartışmalar doğmaktadır.

Mevcut Türk hukukunda, yapay zekânın bağımsız bir tüzel veya gerçek kişi olarak kabul edilmediği göz önünde bulundurulduğunda, yapay zekâ tarafından hazırlanan sözleşmelerin hukuki geçerliliği ancak bunların bir gerçek veya tüzel kişi tarafından onaylanması ile sağlanabilir. Bir başka deyişle, yapay zekânın ürettiği sözleşme metinlerinin hukuki anlamda geçerlilik kazanabilmesi için, ilgili tarafların iradelerini bu sözleşmelere yansıtması ve onaylaması gerekmektedir.

Özellikle ticari sözleşmelerde ve otomatik işlem süreçlerinde yapay zekâ kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Örneğin, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde, standart sözleşmelerin yapay zekâ tarafından oluşturulması hız ve verimlilik açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır. Ancak, burada önemli olan, yapay zekânın yalnızca bir araç olarak kullanılması ve sözleşme metinlerinin son kontrolünün insanlar tarafından yapılmasıdır. Yapay zekâ tarafından oluşturulan sözleşmelerin içeriğinde hata olması veya taraflar arasında yanlış anlaşılmalara yol açması durumunda, sorumluluğun kime ait olacağı da ayrı bir hukuki tartışma konusudur.

Türk hukukunda irade sakatlıkları, yanılma, hata veya hile gibi nedenler bir sözleşmenin geçersiz sayılmasına yol açabilmektedir. Dolayısıyla, yapay zekâ tarafından oluşturulan sözleşmelerde, taraflardan birinin hata veya yanlış yönlendirme nedeniyle mağdur olması durumunda, sözleşmenin iptali veya geçersizliği gündeme gelebilir. Bu noktada, yapay zekânın ürettiği metinlerde meydana gelebilecek hatalar nedeniyle sözleşmenin iptali için TBK’nın genel hükümleri uygulanabilecektir.

Sonuç olarak, yapay zekâ tarafından oluşturulan sözleşmelerin Türk hukukunda doğrudan hukuki geçerliliğe sahip olmadığı, ancak bunların taraflarca onaylanması durumunda geçerli olabileceği anlaşılmaktadır. Hukuki düzenlemelerin teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmesi için, yapay zekâ ve hukuki süreçler arasındaki uyumu sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Gelecekte, yapay zekânın hukuki statüsünün belirlenmesi ve bu tür sözleşmelerin geçerliliğinin açıkça tanımlanması hem uygulayıcılar hem de hukukçular için önemli bir gereklilik olacaktır.

Yazarlar

Melis Çolakoğlu

Melis Çolakoğlu

Avukat

Nigar Guliyeva

Nigar Guliyeva

Kıdemli Avukat