1. GİRİŞ
İdari işlemler, kısaca idari makamların kamu gücü kullanarak idare işlevine yönelik olarak tesis etmiş oldukları idare hukuku alanında sonuç doğuran hukuki işlemlerdir. Kamu idarelerinin en temel hareket araçlarından biri idarî işlemlerdir. İdari işlemler; tutanak, emir, karar, imar planı, idari para cezası, ruhsat, lisans, faaliyet belgesi, izin gibi farklı biçimlerde hukuk dünyasında somutlaşmaktadır. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak bir kamu idaresinden hukuka uygun işlemler tesis etmesi ve hukuka uygun kararlar alması beklenmektedir. Ancak kamu kurum ve kuruluşlarının idari işlem tesis ederken maddi veya şekli hatalar sonucunda hukuka aykırı idari işlemler tesis etmiş olmaları da mümkündür. Hukuka aykırı olarak tanzim edilen idari işlemlere karşı idari işlemin iptali davası açılması yolu açık olmakla birlikte hatalı idari işlemi tesis eden idarenin bu hukuka aykırılığı kendiliğinden fark etmesi ve idari işlemi geri alması da söz konusu olabilmektedir. İşbu makalemizde idari işlemlerin geri alınması konusu detaylı olarak ele alınarak açıklanacaktır.
2. İDARİ İŞLEMLERİN GERİ ALINMASININ HUKUKİ NİTELİĞİ
İdari işlemler kural olarak kesin ve icrai niteliktedir. Ancak bu işlemler hukuka aykırı biçimde tesis edilmişse, işlemi tesis eden idare bu işlemleri geri alabilir. Geri alma, idari işlemin hukuki varlığını sona erdiren yöntemlerden biridir. Bu işlem, geçmişe etkili olarak sonuç doğurur ve kararın tesis edildiği andan itibaren (ex-tunc) geçersiz sayılmasını sağlar. Başka bir deyişle; idare, idari işlemi geri alarak o işlemin doğurduğu tüm sonuçları geçmişe dönük olarak ortadan kaldırmış olacaktır.
Doktrine göre geri alma, ancak geri alınan işlemin hukuka aykırı olduğunun anlaşılması üzerine tesis edilebilecek bir işlemdir. Hukuka aykırı işlemlerin geri alınması, yalnızca bir yetki değil, aynı zamanda idarenin sorumluluğudur. Zira idarenin kendi eylem ve işlemlerini denetleme yükümlülüğü, hukuka aykırı bir durum tespit edildiğinde, bu işlemin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını da gerektirir. Bu yönüyle geri alma, idarenin faaliyetlerinde hukuka uygunluğun idare tarafından doğrudan sağlanmasının da bir aracıdır.
İdari işlemin geri alınması hususunda en önemli kriterlerden biri, geri almaya konu işlemin kazanılmış haklara zarar vermemesi ve farklı mağduriyetlere yol açmamasıdır. Geri almaya konu işlem sonucunda bireylerin kazanılmış bir hak elde etmesi halinde, idari işlemin geri alınması hukuka aykırılıkları gündeme getirebilmektedir. Bu kapsamda idarenin geri alma yetkisinin sınırlı olduğunu söylemek mümkündür. Ancak kazanılmış bir hak söz konusu değilse ilgili idari işlemin geri alınmasına ilişkin yetkilerin daha geniş olabileceğini söylemek mümkün olacaktır. Bu duruma örnek olarak, usule aykırı şekilde verilmiş bir ruhsatın, kazanılmış hak oluşturmadığı takdirde geri alınması halinde, söz konusu idari işlem hukuk düzeninde baştan itibaren hiç doğmamış sayılacaktır.
3. İDARİ İŞLEMİN GERİ ALINMASININ ETKİSİ
İdari işlemin geri alınması doktrinde tanımlandığı şekilde geri alınan işleme yapıldığı tarih itibari ile son verilmesi olarak tanımlanmaktadır. Doktrin ve uygulamada geri alma işleminin geçmişe etkili olduğu hususunda fikir birliği bulunmaktadır. Burada üzerinde durulması ve tartışılması gereken husus ise bahse konu idari işlemin yürürlükte kaldığı süre boyunca meydana getirmiş olduğu diğer hukuki işlemlerin akıbetidir. Doktrinde (i) birel ve özgül sonuçların değişmezliği ve (ii) hukuki işlemlerin kişisel sonuçlarının dokunulmazlığı prensipleri kabul görmektedir. Bu iki prensip uyarınca geri alınan idari işlem yürürlükte kaldığı süre boyunca kişiler lehine, korunmaya değer kişisel sonuçlar doğurmuş ise bunların –kişilerin iyi niyetli olmasına da dikkat edilerek– korunması gerekmektedir.
Başka bir yaklaşımla geriye alma işleminin uygulanması halinde kaybedilen hakların da iade edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda geri alınan idari işlemler kişiler aleyhine sonuç doğurmuş ise idarenin söz konusu durumu telafi etmesi beklenmektedir.
4. İDARİ İŞLEMİN GERİ ALINMASINDA SÜRE
İdari işlemin geri alınması konusunda doktrinde; idari işlemlerin dava açma süresi içerisinde işlem tesis eden idare tarafından geri alınabileceği hususunda görüş birliği bulunmaktadır. Söz konusu görüşün temeli hukuki istikrar ve güven ilkesine dayanmaktadır. Bu sayede kişilerin haklarının akıbeti konusunda sürekli olarak endişe duymasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla dava açma süresi içerisinde geri alınmayan hukuka aykırı işlemin geçerli kabul edilmesi ve iyi niyetli kişiler nezdinde doğurduğu sonuçların korunması gerekmektedir.
Belirli durumlarda ise hukuka aykırı birel işlemlere ilişkin olarak dava açma süresinin geçmiş olması ve idari işlemden etkilenen taraflarca dava açılmaması durumunda da idari işlemin geri alınması kanun koyucu tarafından mümkün kılınmıştır. Bu haller; (i) idari işlemin, hile veya idarenin yanıltılması sonucunda yapılmış olması ya da (ii) işlemin yok ve hükümsüz sayılacak derecede açık ve ağır bir hukuka aykırılık taşımasıdır. Bu hallerin varlığında idari işlem dava açma süresi geçmiş olsa dahi geri alınabilir ya da iptal edilebilir.
5. SONUÇ
İdarenin işlemlerini geri alabilmesi, hem hukuka bağlı bir yönetimin gereği hem de idarenin kendi kendini denetleme yükümlülüğünün doğal bir sonucudur. Geri alma müessesesi, özellikle hukuka aykırı olarak tesis edilmiş işlemlerin hukuk düzeninden temizlenmesine olanak tanırken, aynı zamanda bireylerin kazanılmış haklarının ve hukuki güvenlik ilkelerinin de dikkate alınmasını zorunlu kılar.
İdari işlemin geri alınması durumunda bu işlem geçmişe etkili sonuçlar doğurmakta ve işlem başından itibaren hiç yapılmamış gibi kabul edilmektedir. Ancak bu etkiler, işlemin yürürlükte kaldığı sürede doğurduğu hukuki sonuçların niteliğine ve muhatapların iyi niyetine göre sınırlandırılmaktadır.
Hukuka aykırı işlemler, kazanılmış hak oluşturmadığı sürece dava açma süresi içinde geri alınabilir. Ancak işlemin açıkça yok hükmünde olması, hile veya ağır bir hata içermesi hâlinde bu süre kuralının dışına çıkılabilmektedir. Bu noktada Danıştay içtihatları ve doktrindeki görüş birliği, hem idarenin hukuka bağlı hareketini sağlamakta hem de bireylerin haklarını korumaktadır.
Sonuç olarak, geri alma kurumunun etkin ve ölçülü şekilde işletilmesi, idare hukukunun temel ilkelerinden olan hukuk devleti, hukuki güvenlik ve kazanılmış hakların korunması ilkeleri ile birlikte değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, idarelerin geri alma yetkisini kullanırken hem kamu yararını hem de bireylerin haklarını gözeten dengeli bir yaklaşım sergilemeleri zorunludur.
Kılınç Hukuk ve Danışmanlık