GİRİŞ
Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olmak üzere 10 ilde meydana gelmiş deprem felaketi nedeni ile;
- 8 Şubat 2023 tarihli ve 32098 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6785 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Anayasa’nın 119. maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da 8 Şubat 2023 Çarşamba’dan itibaren 90 gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmiştir.
- 22 Şubat 2023 tarihli ve 32112 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 125 sayılı ile Olağanüstü Hal Kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Alanına İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (“Kararname”) yayımlanmıştır.
Yaşanan deprem felaketi ve ilan edilen olağanüstü hal nedeni ile istihdamın ve olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde işçi-işveren arasındaki iş ilişkinin korunması amacıyla yapılan düzenlemeler, alınan tedbirler ve 4857 sayılı İş Kanunu (“İş Kanunu”) göz önüne alınarak son dönemde özellikle işçiler tarafından en çok sorulan soruların bir nebze de olsa cevaplandırılabilmesi adına işbu makale kaleme alınmıştır.
Kararname İle Getirilen Kısa Çalışma Uygulaması ve Fesih Yasağına İlişkin Tedbirler
Kararname’nin 3. maddesi kapsamında olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde işveren tarafından İş Kanunu’nun 25’nci maddesi ikinci fıkrasında belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ile belirli süreli iş ve hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetin sona ermesi hariç olmak üzere işveren tarafından iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği belirtilmiştir.
İlgili Kararname’nin 2. maddesinde kısa çalışma uygulamasına ilişkin düzenlemeler yayımlanmış olup bu süreçte depremin etkilerinden kaynaklı bölgesel kriz gerekçesi ile işverenlerin Türkiye İş Kurumu’na yaptıkları kısa çalışma başvuruları için, depremden etkilenme durumuna göre olağanüstü hal ilan edilen bölgeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek il/ilçelerde bulunan işyerleri ve/veya deprem sebebiyle yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu belgeleyen işyerleri için uygunluk tespitinin tamamlanması beklenmeksizin işverenlerin başvurusunu takiben kısa çalışma ödeneği verileceği düzenlemiştir.
Depremzede İşçilerin İşe Gidemedikleri İçin İş Sözleşmelerinin Haklı Nedenle Feshedilmesi Halinde Hakları
İşveren tarafından haklı nedenle fesih kavramı İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda işverenin dürüstlük kurulları çerçevesinde işçi ile mevcut iş ilişkisini, ilgili maddede belirtilen sebepler kapsamında kalmak kaydı ile, derhal feshetme hakkı, işverenin haklı nedenle fesih hakkı olarak nitelendirilen ve bozucu yenilik doğuran haktır. İş sözleşmesinin belirli yahut belirsiz süreli olması fark etmeksizin iş ilişkisinin çekilemeyecek hale gelmesi ve İş Kanunu’nun 25. Maddesinde sınırlı sayıda belirtilen şartları oluşması halinde işveren tarafından haklı nedenle fesih yapılabilmektedir.
İş Kanunu 25/II. maddesinin g maddesi nezdinde “İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.” halinde işverenin haklı nedenle fesih hakkı bulunduğu düzenlenmiştir.
İçinde bulunulan deprem felaketinde yakınları yaralanmış veya vefat etmiş, evini kaybetmiş olan depremzede işçilerin işe devam etmemesi/edememesi nedeni ile bazı işverenler tarafından, işçinin devamsızlığı öne sürülerek işçilerin iş akitleri İş Kanunu 25/II-g maddesi atfı ile haklı nedenle feshedilmiştir.
Burada önemle belirtilmesi gerekir ki, İş Kanunu 25/II-g maddesi ile iş akdinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilebilmesi için işçinin haklı bir sebebe dayamamış olması gerekmektedir. Bu minvalde, depremzede işçinin, haklı neden olarak nitelendirilecek durumunu işverene bildirmiş olması halinde, işverenin İş Kanunu 25/II-g maddesi uyarınca yapmış olduğu “haklı nedenle feshin” haklılığı tartışılabilir hale gelecektir. Bu durum, her bir somut olay özelinde ayrıca değerlendirilebilecek niteliktedir.
Açıklananlar ışığında, depremzede işçilerin iş akitlerinin İş Kanunu 25/II-g maddesi uyarınca işveren tarafından feshedilmiş olması halinde işverenin feshinin haklı olup olmadığını değerlendirmek mahkemelerin görevi olduğundan işçinin feshin haksız olduğuna ilişkin dava ikame etmesi en faydalı çözüm olacaktır.
Zorlayıcı Nedenler Dolayısıyla İşçiler Tarafından Yapılan Fesihlerde İşçinin Hakları (İşyeri Faal Olmayan İşçilerin Hakları)
Ülkemizde 10 ili etkilemiş olan 6 Şubat 2023 tarihli deprem nedeniyle işçiler çalışmaya hazır olsalar da çalışmakta olduğu işyerlerinin hasar görmüş veya yıkılmış olması ve benzeri nedenler ile faal olmaması halinde çalışmaya devam edememeleri durumu vuku bulmuştur. İş Kanunu’nun 24’ncü maddesi altında işçi tarafından haklı nedenle fesih sebepleri sınırlı sayıda sayılmış olmakla bu kapsamda kalarak yapılacak haklı nedenli fesihlerde işçi kıdem tazminatına ve diğer işçilik alacaklarına hak kazanacaktır.
Yaşanan deprem sonrası işçinin çalışmakta olduğu iş yerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek sebeplerin varlığı halinde, bu durum İş Kanunu, madde 24/III uyarınca zorlayıcı sebepler başlığı altında sokularak işçinin haklı nedenle iş akdini feshedebileceğinin mümkün olduğu değerlendirilmektedir. Belirtilmesi gereken bir diğer husus ise işçilerin bir haftalık bekleme süresinden sonra iş sözleşmelerini feshetme zorunlulukları bulunmamakla olup işçilerin zorlayıcı sebebin varlığı ve devamı boyunca iş sözleşmesini feshetme hakları baki kalmaktadır.
Açıklananların yanı sıra, işçiler iş sözleşmesini feshetmek istemeyebilir ve işin yeniden faal hale geçmesini bekleyebilirler. Bu kapsamda, İş Kanunu’nun 40’ncı maddesi uyarınca işveren tarafından işçilere bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün yarım ücret ödemesi yapılacağını düzenlenmiştir.
Deprem Bölgesinde İşyeri Faal Durumda Olan Fakat İşe Devam Etmek İstemeyen İşçilerin Hakları
İş Kanunu madde 24 kapsamında işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini feshetme nedenleri kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup üç ana başlığa ayrılmaktadır. Bunlar (i) sağlık sebepleri, (ii) ahlak ve iyi niyet kuralarına uymayan haller ve (iii) zorlayıcı sebeplerdir. Bu kapsamda iş akdini haklı nedenle feshetmiş olan işçi, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarını elde etmeye hak kazanacaktır.
İş Kanunu madde 24 kapsamında mevcut olan başlıklar altında ele alınan haller arasında doğrudan sel, deprem gibi doğal bir afetin yaşanması durumu yer almamakta olup sadece deprem felaketinin yaşanmış olması sebebi ile iş akdinin işçi tarafından feshedilmesi halinin haksız fesih olarak değerlendirilme riski bulunmaktadır.
Her ne kadar işçiler tarafından haklı nedenle fesih yapılamasa da işçi tarafından, iş akdinin İş Kanunu madde 17 kapsamında bildirimli olarak feshedilmesi mümkündür. Bildirimli fesih halinde, işçilerin kıdem tazminatı hak edişi doğmayacaktır. Bu duruma ek olarak, İş akitleri altı aydan az sürmüş ise iki hafta, altı adan bir buçuk yıla kadar olan iş sözleşmelerinde dört hafta, bir buçuk yıldan üç yıla kadar olan iş sözleşmelerinde altı hafta ve üç yıldan fazla sürmüş olan iş akitlerinde sekiz hafta ihbar süresi bulunmaktadır. Dikkat edilmesi gereken husus ise söz konusu sürelerin asgari nitelikte olması ve dolayısıyla iş akitleri ile artırılabileceğidir. Mevcut ihbar sürelerine uymayan işçiler, işverenlerine ihbar süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalabilecektir.
Deprem Bölgelerinde Gönüllü Yardım Çalışmalarına Katılan İşçilerin Durumu
Mevcut durumda depremden etkilenen bölgelerde çalışmayan ve farklı illerden deprem bölgesine gönüllü bir şekilde yardım için gelen işçilerin durumlarının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşçilerin, farklı illerden deprem bölgesine gönüllü yardım için gitmesi ilgili günlerde işyerinde işe devam etmemeleri anlamı taşıyacağından, standart uygulamada işçinin işyerine gitmemesi hali İş Kanunu’nun 25. maddesinin g maddesi nezdinde “İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.” şeklinde belirtilen hüküm uyarınca işverene haklı nedenle fesih hakkı verir niteliktedir. Ancak işverenin haklı nedenle fesih yapabilmesi için işçinin haklı bir sebebe dayanmadan işine devam etmemesi gerekmektedir.
Açıklananlar minvalinde, gönüllü yardım faaliyetinde bulunan işçinin, haklı neden olarak nitelendirilecek durumunu işverene bildirmiş olması ve yazılı olarak ispatlayabiliyor olması halinde, işverenin İş Kanunu 25/II-g maddesi uyarınca yapmış olduğu “haklı nedenle feshin” haklılığı tartışılabilir hale gelecektir. Bu nedenle, gönüllü yardım faaliyetinde bulunan işçilerin iş akitlerinin İş Kanunu 25/II-g maddesi uyarınca işveren tarafından feshedilmiş olması halinde işverenin feshinin haklı olup olmadığını değerlendirmek mahkemelerin görevi olduğundan işçinin feshin haksız olduğuna ilişkin dava ikame etmesi en faydalı çözüm olacaktır. Bu durumda, işçinin gerekçelisinin haklı olup olmadığı her bir işçi, yaptığı iş, gönüllük faaliyeti özelinde ayrıca değerlendirilecektir.