Ocak 7, 2025

Deepfake Teknolojisinin Kişisel Veriler Üzerindeki Etkileri Ve KVKK’nın Koruma Mekanizmaları

A. Giriş

Son yıllarda yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte, çok sayıda yenilik hayatımıza girmiştir. Bu yeniliklerden biri olan deepfake teknolojisi, bireylerin yüzlerini veya seslerini manipüle ederek gerçek dışı görüntüler ve videolar oluşturabilmektedir. Deepfake teknolojisi, yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak gerçekçi ancak sahte görsel ve videolar üretmektedir. 

Deepfake teknolojisi, kişisel verilerin manipüle edilmesi, yanlış bilgi yayılması ve mahremiyet ihlalleri gibi çok sayıda risk barındırmaktadır. Bu teknolojinin yaratıcı kullanımlarının yanı sıra, çeşitli hukuki ve etik sorunlara da yol açtığı bir gerçektir. Özellikle kişisel verilerin korunması hukuku bağlamında deepfake teknolojisinin kullanımı, çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. Bu makalede, deepfake teknolojisinin kişisel veriler açısından hukuki boyutları incelenecektir.

B. Deepfake Teknolojisinin Kullanım Şekilleri

Deepfake, “deep learning” (derin öğrenme) ve “fake” (sahte) kelimelerinin birleşimiyle meydana gelmiş son zamanlarda oldukça sık kullanıla bir terimdir. Bu teknoloji, yapay sinir ağları ve makine öğrenimi teknikleri kullanılarak bireylerin görüntülerinin ve seslerinin dijital olarak manipüle edilmesini sağlamaktadır. Deepfake, sinema, eğitim ve medya gibi yaratıcı alanlarda kullanılabileceği gibi, bir kişinin görsel veya ses verilerinin manipüle edilerek gerçekte yapmadığı şeyleri yapıyor gibi gösterilmesine yol açarak kimlik hırsızlığı, dolandırıcılık ve sahtecilik fiillerinde kullanılabilir. 

Benzer şekilde deepfake teknolojisi, kitleleri manipüle etmek veya yanlış bilgi yaymak amacıyla kullanılabileceği gibi bir kişinin izni olmaksızın görsel veya ses verilerinin kullanılması, mahremiyet ihlallerine neden olabilecektir. Kötü niyetli deepfake kullanımları ise hedef kişilerin itibarını zedeleyebilir ve bu kişilere ve çevresine ciddi psikolojik zararlar verebilir, bu bağlamda deepfake teknolojisinin psikolojik ve sosyal etkilerinin olduğu da yadsınamayacaktır.

C. Kişisel Verilerin Korunması Hukuku Çerçevesinde Deepfake Teknolojisinin Değerlendirilmesi

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”), kişisel verilerin hukuka uygun bir şekilde işlenmesini temin eden ve bireylerin veri üzerindeki haklarını korumayı amaçlayan bir yasal düzenlemedir. KVKK uyarınca kişisel veri, belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder. Bireyin yüzü, sesi, biyometrik verileri gibi unsurlar da bu kapsama girmektedir. Bu nedenle, bir bireyin yüzü veya sesi kullanılarak oluşturulan deepfake ürünleri, kişisel veri olarak nitelendirilir.

KVKK’nın 5. maddesine uyarınca, kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez. Deepfake teknolojisinin kullanımı, bireylerin rızası olmadan yüz ve ses gibi biyometrik verilerinin kullanılmasını içeriyorsa, bu durum hukuka aykırı veri işleme niteliği taşımaktadır. Bu durumda veri sahibi gerçek kişi, KVKK’nın 11. maddesinde sayılan haklarını kullanma özgürlüğüne sahip olup (i) verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme, (ii) verilerin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını denetleme, (iii) yanlış veya manipüle edilmiş verilerin düzeltilmesini veya silinmesini talep etme, (iv) hukuka aykırı veri işleme durumunda zarara karşı tazminat talep etme haklarına sahiptir. 

Veri sahibi tarafından bu haklardan birisinin kullanılması durumunda veri sorumlusu derhal gereğini yerine getirmek durumda olup ayrıca veri sorumluları KVKK’nın 12. maddesi uyarınca kişisel verilerin güvenliğini sağlamak ve hukuka aykırı erişimleri önlemekle yükümlüdür. Bu bağlamda ise deepfake teknolojisinin kullanımında, veri sorumluları tarafından, manipüle edilen verilerin yayılmasını önlemek için etkin önlemler alınması gerekmektedir.

KVKK uyarınca, veri sorumlularının, kişisel verilerin hukuka uygun olarak işlenmesini sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Deepfake teknolojisi geliştiren veya bu teknolojiyi kullanan şahıslar ve kurumlar, veri sorumluğu sıfatını haiz olup kişisel verilerin korunması ilişkin yasal mevzuattan doğan yükümlülüklerini istisnasız bir şekilde yerine getirmelidir. Aksi takdirde, hukuki ve cezai yaptırımlara hükmedilme riski bulunmaktadır.

Bu noktada belirtmek gerekir ki KVKK, kişisel verilerin korunması için temel bir çerçeve sunmaktadır; ancak deepfake teknolojisinin yarattığı yeni tehditlerle başa çıkmak için mevcut düzenlemelerin yeterliliği tartışılmaktadır. Zira KVKK, manipüle edilmiş veriler ve yapay zekâ kaynaklı tehditler konusunda özel düzenlemeler içermemektedir. Deepfake gibi yeni teknolojiler için ise “Manipüle edilmiş görsel ve ses verilerinin kaynağından silinmesi nasıl sağlanabilir?”, “Deepfake üreticileri hukuki sorumluluk altına alınabilir mi?” gibi sorulara yanıt aranmaktadır. 

KVKK, veri sorumlularına teknik ve idari tedbirler alma yükümlülüğü getirmektedir; ancak deepfake gibi sofistike manipülasyonlara karşı etkin bir izleme ve önleme mekanizması sağlamakta yetersiz kalabilmektedir. GDPR gibi daha ayrıntılı düzenlemeler, deepfake teknolojisine karşı ek koruma mekanizmaları sunmaktadır. KVKK’nın bu alanda güncellenmesi ve uluslararası standartlara yaklaşması bu noktada önem teşkil etmektedir. Somut durumlar bakımından ise KVKK uyarınca öngörülen yaptırımlara ek olarak, Türk Ceza Kanunu’nun 135. maddesinde düzenlenen “Kişisel verilerin kaydedilmesi” ve 136. maddesinde düzenlenen “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçları gündeme gelmekte ve bireylere koruma ve cezalandırma sağlamaktadır. 

D. Sonuç

Deepfake teknolojisi hem bireyler hem de toplumsal yapılar üzerinde derin etkiler bırakan bir yenilik olarak ortaya çıkmıştır. Bu teknoloji, kişisel verilerin korunmasından mahremiyet haklarına, itibara ve bilgi güvenliğine kadar çok yönlü tehditler barındırmaktadır. Türkiye’de KVKK, kişisel verilerin korunmasına yönelik çerçeve sunmaktadır; ancak, deepfake teknolojisinin karmaşık yapısı ve hızla gelişen doğası nedeniyle mevcut yasal düzenlemelerin bu alanda tam anlamıyla yeterli olmadığı görülmektedir.

KVKK kapsamında getirilen koruma mekanizmaları, özellikle veri sorumlularının yükümlülükleri ve veri sahiplerinin hakları açısından önemli bir temel oluşturmaktadır. Ancak, hukuki boşluklar, teknik altyapı eksiklikleri ve uluslararası uyum gerekliliği, deepfake kaynaklı risklerin etkili bir şekilde önlenmesi önünde engeller yaratmaktadır. Deepfake teknolojisinin kişisel veriler ve mahremiyet üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için hem yasal hem de teknik düzeyde çeşitli önlemler alınması gerekmektedir. 

(ⅰ) Yasal Düzenlemelerin Güncellenmesi:

  • Deepfake teknolojisi ile ilgili özel düzenlemeler getirilmelidir. Manipüle edilmiş görüntülerin ve seslerin izinsiz kullanılmasını önleyecek spesifik yasalar oluşturulabilir.
  • KVKK’ya ek olarak yapay zeka teknolojilerine yönelik daha detaylı mevzuatlar hayata geçirilmelidir.

(ⅰⅰ) Teknolojik Araçların Geliştirilmesi:

  • Deepfake’i algılayan ve tespit eden algoritmalar geliştirilmeli ve bu teknolojiler hukuki düzenlemelerle entegre edilmelidir.
  • Veri sorumluları, manipüle edilmiş içerikleri hızla tespit edip kaldırabilecek sistemler kurmalıdır.

 (ⅰⅰⅰ) Farkındalığın Artırılması:

  • Bireyler ve kurumlar, deepfake teknolojisinin potansiyel riskleri konusunda bilgilendirilmelidir.
  • Veri sahipleri, haklarını kullanma ve hukuki destek alma konularında bilinçlendirilmelidir.

(ⅳ) Uluslararası İşbirliği:

  • Türkiye’nin GDPR gibi uluslararası standartlarla uyumlu düzenlemeler benimsemesi, deepfake teknolojisiyle mücadelede etkinliği artıracaktır.
  • Sınır aşan deepfake içeriklerin takibi ve kaldırılması için uluslararası bir mekanizma oluşturulmalıdır.

(ⅴ) Hukuki ve Teknik İşbirliği:

  • Hukukçular, yazılımcılar ve etik uzmanları, deepfake’in hukuki ve teknik boyutları üzerinde ortak çalışmalar yapmalıdır.

Deepfake teknolojisi hem hukuki hem de teknik boyutlarda kapsamlı bir mücadeleyi zorunlu kılmaktadır. KVKK’nın mevcut koruma mekanizmaları, bu yeni tehditlerle başa çıkmak için önemli bir temel sunsa da güncel teknolojik ve hukuki gelişmelerle desteklenmelidir. Etkin bir koruma için yasal, teknik ve toplumsal boyutlarda ortak bir bilinçle hareket edilmesi gerekmektedir.

Saygılarımızla,

Kılınç Hukuk ve Danışmanlık

Yazarlar

Merve Çebi

Merve Çebi

Avukat

Eren Can Ersoy

Eren Can Ersoy

Kıdemli Avukat