GİRİŞ
Yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen şirket kuruluşları olduğu gibi şube açılışları da 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu (“4875 sayılı Kanun”) çerçevesinde “doğrudan yabancı yatırım” olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla merkezi yurtdışında bulunan yabancı şirketler, Türkiye’de ayrı bir şirket kuruluşu gerçekleştirmeksizin “şube açılışı” prosedürü ile faaliyetlerine devam edebilmektedir.
Bu kapsamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”)’nun ilgili hükümleri uyarınca Türkiye’de şube açılışı gerçekleştirmek isteyen yabancı ülkede mukim şirketler yerli ticari işletmeler gibi tescil olabilecektir. Her ne kadar şube açılış işlemlerine ilişkin prosedür ve gereklilikler ile talep edilebilecek olan bilgi ve belgeler uygulamada her bir ticaret sicil müdürlüğü kapsamında değişkenlik gösterebilse de merkezi yabancı ülkede bulunan şirketlerin Türkiye’de şube açılış usulüne ilişkin genel kanuni esaslar işbu makalemizde açıklanmıştır.
MERKEZİ YURTDIŞINDA BULUNAN ŞİRKETİN TÜRKİYE ŞUBESİ AÇILIŞ İŞLEMLERİ HAKKINDA
TTK’nın 40. maddesinin 4. fıkrası “Merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubeleri, kendi ülkelerinin kanunlarının ticaret unvanına ilişkin hükümleri saklı kalmak şartıyla, yerli ticari işletmeler gibi tescil olunur. Bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari mümessil atanır. Ticari işletmenin birden çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur.” şeklindedir.
Madde hükmü uyarınca merkezi Türkiye dışında bulunan şirketlerin Türkiye’de şube açılış işlemleri şirket kuruluş prosedürüne göre yürütülür. İlaveten, TTK’nın 48. maddesinin 3. fıkrası uyarınca “Merkezi yabancı ülkede bulunan bir işletmenin Türkiye’deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi şarttır.” Madde hükmü kapsamında şube unvanında şube olduğunun belirtilmesi, merkez ve şube adreslerinin gösterilmesi gerekmektedir.
Bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari mümessil atanır. Ticari işletmenin birden çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur.
Bu kapsamda merkezi yurt dışında bulunan ticari işletmelerin, Türkiye’de açılacak ilk şubelerin unvanı;
‘Merkez unvanı- Merkezin Bulunduğu Ülke- ilgili il Merkez Şubesi’ şeklinde belirlenmelidir (Örneğin: X Company GMBH Merkezi Almanya İstanbul Merkez Şubesi). Merkez şubenin açılışından sonra açılan diğer şube unvanlarında ‘Merkez’ kelimesine yer verilmeyecektir.
Bu kapsamda prosedür ve gerekli belgeler her bir ticaret sicili müdürlüğü özelinde belirtilmektedir. Temel olarak öncelikle bu şubelerin ilk aşama prosedürlerinin tamamlanmasının ardından alacakları potansiyel vergi numarası ile Merkezi Kayıt Sistemi (MERSİS) üzerinden kayıtlarının tamamlanması ile şubenin bulunacağı ticaret sicili müdürlüğü uygulamaları nezdinde aşağıdaki sıralanan belge ve gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekecektir.
- Dilekçe
- Kuruluş Bildirim Formu
- Oda Kayıt Beyannamesi
- Merkez İşletmenin Güncel Kayıtları (Şube açacak merkezin unvanı, türü, işletme konusu, sermayesinin türü ve tutarı, kuruluş tarihi, sicil numarası, tabi olduğu hukuk, Avrupa Birliği üyesi olup olmadığı, internet sitesi; şubenin unvanı ve şubeye ayrılmış sermaye tutarı, şubeyi tam yetkili olarak temsil edecek kişi veya kişilerin adı, soyadı ve kimlik numarası, yerleşim yeri, şubenin adresini içeren merkezin yetkilileri tarafından imzalanmış beyannamenin aslı (yabancı dilde düzenlenmiş olması halinde tercümesi noter tasdikli sureti)
- Merkez işletmenin güncel sicil kayıtlarını içeren belgenin ve şirketlerde şirket sözleşmesinin onaylı birer örneği.
- Müdür Atanması
- Şubeyi Temsile Tam Yetkili Ticari Mümessil Atanması Kararı
- Yabancı Uyruklu Müdürün Bilgileri
- Vekâletname
- Noter Onaylı İmza Beyannamesi (Düzenlenecek Beyannamenin Aslı ve Türkçe Çevirisi)
- Temsil Yetkisi ile ilgili İstenen Belgeler
- Açılması Bakanlık veya diğer resmi kurumların iznine veya uygun görüşüne tabi olan şubeler için bu izin veya uygun görüş yazısı.
Belirtmek gerekir ki ilgili mevzuat çerçevesinde gereklilikler haricinde merkezi yurtdışında bulunan şirketlere ilişkin olarak her bir şirketin merkezinin bulunduğu ülkede Türkiye’de şube açılışı için birtakım şartların karşılanması gerekmektedir. Bu husus her bir ülke özelinde değişkenlik gösterebileceğinden Türkiye’de şube açmak isteyen yurtdışı merkezli kuruluşların herhangi bir yaptırıma konu olmamak maksadı ile yerel gereklilikleri de yerine getirerek işlemleri tamamlaması gerekecektir.
Hukuki gerekliliklerin yanı sıra; Türkiye’de merkez şubesi bulunan yurtdışı merkezli şubelerin aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında elde edilen kazançlarına ilişkin olarak vergi mükellefiyetinin doğduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu ikili vergi anlaşmalar gereğince vergilendirmeye ilişkin hususların; somut olayın özellikleri, merkezde verilen vergiler ve şirket merkezinin hangi ülkede bulunduğu gibi hususlar göz önüne alınmak sureti ile her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu hususlara ek olarak, merkezi yurtdışında bulunan şubelerin, 4875 sayılı Kanun’da “yabancı yatırımcı” olarak tanımlanmış olmaları sebebiyle 30438 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Elektronik Teşvik Uygulama Sistemi (E-TUYS) üzerinden yetkilendirme başvurusunda bulunarak yetkili bir kullanıcı tanımlamaları, “Şirket ve Şube Kuruluş Bildirim Formu”nu doldurmaları ve ilgili kapsamdaki bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekecektir.
SONUÇ OLARAK
Yurtdışı merkezlerin Türkiye’de şube açılış işlemleri, doğrudan yabancı yatırım türlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Şube açılışları hem hukuksal hem de vergisel açıdan son derece önemli olup, prosedürlerin güncel duruma göre yerine getirilmesi son derece önem arz etmektedir.
Saygılarımızla,
Kılınç Hukuk & Danışmanlık