Aralık 21, 2023

Ticari Reklamlarda Haksız Ticari Uygulamalar

I. GİRİŞ

Haksız ticari uygulama yasağı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“Kanun”) m. 62 ile genel olarak düzenlenmiş olup; Kanun’un 61 ila 63.  madde hükümleri ve 84. maddesine dayanılarak Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği (“Yönetmelik”) ile ayrıntılı hükümlere bağlanmıştır.

Yönetmelik, tüketiciye yönelik her türlü ticari reklam ile haksız ticari uygulamayı kapsamakta ve tüketicileri haksız ticari uygulamalara karşı korumayı amaçlamaktadır. Yönetmelik üçüncü kısımda, işbu makalenin konusu olan haksız ticari uygulamalar hüküm altına alınmıştır (m. 28 ila 31).

Burada öncelikle haksız ticari uygulama yasağına ilişkin genel bir hüküm konmuş (m. 28); daha sonra sırasıyla aldatıcı eylemler (m. 29), aldatıcı ihmaller (m. 30) ve saldırgan ticari uygulamalar (m. 31) ayrı ayrı düzenlenmiştir. Bu uygulamalarla birlikte, Yönetmelik’in “Haksız Ticari Uygulamalar Olarak Kabul Edilen Örnek Uygulamalar” başlıklı ekinde belirtilen örnek uygulamaların her hâlükârda haksız ticari uygulama olarak kabul edileceği de belirtilmiş bulunmaktadır (m. 28/4). Aşağıda, Yönetmelik’in haksız ticari uygulamalara ilişkin hükümlerinde benimsenen usul ve esaslar ve uygulama örnekleri ile yasağa aykırılığın yaptırımları hakkında detaylı açıklamalara yer verilmiştir.

II. TÜKETİCİYE YÖNELİK TİCARİ UYGULAMA VE HAKSIZ TİCARİ UYGULAMA KAVRAMI

Yönetmelik madde. 4/1 (p) bendi ile paralel olarak; satıcı, sağlayıcı, üretici, ithalatçı gibi ticari uygulamada bulunan kişilerin, mal veya hizmetlerini tanıtmak, satmak, yeni müşteriler kazanmak ve pazar paylarını artırmak amacıyla tüketicileri cezbedecek yeni kampanyalar, promosyonlar, reklamlar yapması ve pazarlama faaliyetlerinde bulunması ticari uygulama olarak değerlendirilecektir. Buna karşılık, söz konusu satış, pazarlama ve pazar payı artırma yöntem ve tekniklerinin hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak, ortalama tüketicilerin serbest iradelerini sınırlandırarak ve hatta ortadan kaldırarak aslında akdetmeyecekleri bir sözleşmeyi akdetmelerine olması haksız ticari uygulama teşkil edecektir.

Keza, Yönetmelik m. 4/1 (d) bendi gereğince haksız ticari uygulama; Mesleki özenin gereklerine uymayan ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin, bir mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozan veya bozma ihtimali olan her türlü ticari uygulama” olarak tanımlanmıştır.

III. AMAÇ VE KAPSAM

Tüketicilere yönelik haksız ticari uygulamaların Kanun ve Kanun’a dayanılarak çıkarılan Yönetmelik ile yasaklanmasının sebebi, tüketicilerin istemedikleri sözleşmeleri henüz akdetmeden korunmalarını sağlamaktır. Böylece tüketicinin iradesini tam ve özgür biçimde kullanarak bilinçli bir şekilde hukuki işlem yapabilmesi (ekonomik davranış biçimi) ve ekonomik çıkarlarının korunması imkânının yaratılması amaçlanmaktadır.

Kanun m. 62/1 ve Yönetmelik ile yasaklanan haksız ticari uygulamalar, işletmelerden tüketicilere yönelik haksız uygulamalar (Yönetmelik m. 2) olduğundan, işletmelerden işletmelere yönelik uygulamalar, Kanun veya Yönetmelik kapsamına girmeyecektir.

Dolayısıyla haksız ticari uygulamada bulunabilecek kimseler kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla mal veya hizmet sunan veya bu kişiler adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi (Yönetmelik m.4/1/o) olacakken; haksız ticari uygulamaya maruz kalabilecek kimseler, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi (Yönetmelik m. 4/1/ö) olarak nitelendirilebilecektir.

IV. HAKSIZ TİCARİ UYGULAMA SAYILAN ÖZEL HALLER

Haksız ticari uygulama sayılan özel haller irdelenmeden önce önemle belirtmek gerekir ki, Kanun m.62/1 ile Yönetmelik m. 28/1 gereğince ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilirken; Yönetmelik m.28/4 gereğince aldatıcı eylemler (Yönetmelik m. 29), aldatıcı ihmaller (Yönetmelik m. 30) ve saldırgan ticari uygulamalar (Yönetmelik m. 31) ile Yönetmelik’in “Haksız Ticari Uygulamalar Olarak Kabul Edilen Örnek Uygulamalar” başlıklı ekinde yer alan uygulamalar özel olarak haksız ticari uygulama kabul edilen haller olarak sayılmıştır. Bununla birlikte, sayılanlar dışında özel olarak düzenlenmeyen ve haksız ticari uygulama genel tanımının unsurlarını taşıyan diğer uygulamalarda haksız ticari uygulama olarak kabul edilebilecektir.

A. ALDATICI TİCARİ UYGULAMALAR

i. ALDATICI EYLEM

Yönetmelik m. 29/1’e göre, yanlış bilgi içeren veya verilen bilgiler doğru olsa bile sunuluşuna dair bütün koşullar değerlendirildiğinde, ortalama tüketiciyi aldatan ya da aldatmaya elverişli olan ticari uygulamalar, tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açıyor yahut yol açma olasılığı yaratıyor ise aldatıcı kabul edilir. Aldatıcı eyleme örnek olarak “bu hafta pantolonlar 50-TL” diyerek indirim kampanyası yürüten satıcının aslında her zamanki kalitede sunmadığı bir pantolonu satışa sergilemesi, karşılıksız verileceği belirtilen, taahhüt edilen bir ürün veya hizmet için tüketicilerden farklı gerekçelerle ödeme talep edilmesi halleri verilebilecektir.

Tüketicileri aldatan ya da aldatma ihtimali bulunan eylemlerin hangi hususlarda söz konusu olabileceği, Yönetmelik m. 29/2’de sıralanmıştır. Buna göre;

  1. Bir mal ya da hizmetin varlığı, mahiyeti, tedariki, faydası, riski, uygulaması, içeriği, aksesuarları, satış sonrası hizmetleri, üretim yöntemi ve tarihi, ifası, amaca uygunluğu, miktarı, teknik özellikleri, menşei, kullanımından beklenen sonuçları, üzerlerinde yapılan test ve kontrollerin sonuçları, çevreye olan etkileri ve diğer önemli özellikleri,
  2. Ticari uygulamada bulunanın taahhütlerinin kapsamı, pazarlama sürecinin mahiyeti, sponsor desteği, yetkili otoriteler tarafından mal veya hizmetin onaylandığına ilişkin ifade veya sembolleri,
  3. Bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı,
  4. Tüketicinin sahip olduğu yasal haklar veya karşılaşabileceği riskler,
  5. Bir mal veya hizmete ilişkin servis, yedek parça, değiştirme veya tamir hizmetleri,
  6. Ticari uygulamada bulunanın veya temsilcisinin; kimliği, mal varlığı, yetenekleri, statüsü, kurum veya kuruluşlara üyelik bilgileri, sahip olduğu ticari haklar, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yetkili otoritelerden ödül ve nişan kazanmış olması gibi nitelikleri, sıfatları, unvanları ve diğer hakları

hususlarında tüketicileri aldatan ya da aldatma ihtimali olan eylemler aldatıcı eylem olarak değerlendirilecektir.

Öte yandan Yönetmelik m. 29/3’de ise ortalama tüketicilerin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozan veya bozma ihtimali bulunan iki grup ticari uygulama ayrıca aldatıcı kabul edilmiştir. Buna göre bir ticari uygulamanın;

  1. Rakibin malı, hizmeti, markası veya diğer bir ayırt edici özelliği ile karışıklığa sebep olunması (m. 29/3/a)
  2. Ticari uygulamada bulunanın, faaliyet alanına veya belirli bir ticari uygulamaya ilişkin düzenlenmiş davranış kurallarında yer alan yükümlülüklere uymamasıdır (m. 29/3/b)

Örnek vermek gerekirse, İstanbul Ticaret Odası tarafından yayımlanan ve tüketicileri ilgilendiren bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi, aldatıcı bir ticari uygulamaya vücut verecektir.

ii. ALDATICI İHMAL

Yönetmelik. 30/1 gereğince ticari uygulamada bulunan kişinin bir hukuki ilişki kurmak amacıyla, tüketiciye yönelttiği öneride önemli bir bilgiyi gizlemesi ya da öneriyi anlaşılmaz bir biçimde veya uygun olmayan bir zamanda sunması yahut amacı açıkça belli olan ticari uygulamanın amacını tüketiciye bildirmemesi ve bu durumların, ortalama bir tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açması ya da yol açma olasılığının bulunması halinde aldatıcı ihmalin varlığı kabul edilir. Örnek vermek gerekirse, bir seyahat acentesinin varış noktasında bir salgın hastalık durumunun meydana geldiğini bilmesi durumunda tüketiciyi uyarmaması aldatıcı ihmal olarak nitelendirilebilecektir.

B. SALDIRGAN TİCARİ UYGULAMALAR

Yönetmelik m. 31/1, yasak kapsamına giren saldırgan ticari uygulamalar hakkında genel bir tanım vermektedir. Hükme göre, saldırgan bir ticari uygulamanın varlığından söz edilmesi için üç unsur aranmıştır:

  1. Taciz, fiziksel şiddet, cebir veya haksız tesir yoluyla,
  2. Ortalama tüketicinin bir mal ya da hizmete ilişkin seçim veya davranış özgürlüğünün önemli ölçüde bozulması veya bozma olasılığının yaratılması ve bu sebeple,
  3. Tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olması veya taraf olma olasılığının artması gerekir.

Örnek vermek gerekirse, potansiyel bir müşterinin evine giren satıcının kurmaya çalıştığı hukuki ilişkinin kurulmaması durumunda evden ayrılmayacağı izlenimi vermesi saldırgan ticari uygulama olarak nitelendirilebilecektir.

C. YÖNETMELİK’İN “HAKSIZ TİCARİ UYGULAMALAR OLARAK KABUL EDİLEN ÖRNEK UYGULAMALAR” BAŞLIKLI EKİNDE YER ALAN TİCARİ UYGULAMALAR

Yönetmelik ekinde yer verilen ve herhalde haksız ticari uygulama olarak kabul edilen örnek uygulamalar iki başlık altında toplanmış ve 19 adet aldatıcı ticari uygulama ile 5 adet saldırgan ticari uygulama sayılmıştır.

Bir ticari uygulamanın haksız bir uygulama olup olmadığı belirlenirken, öncelikle işbu listede sayılan hallerden birisine girip girmediğinin tespit edilmesi gerekir. Bu örnek uygulamalardan birisi söz konusu ise uygulamanın haksız olduğu; yani, ortalama tüketicilerin ekonomik davranış şekillerini bozduğu kabul edilir. Daha açık bir anlatımla, tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir işleme taraf olmasına yol açtığı varsayılır; ayrıca Yönetmelik m. 28’deki genel hükmün şartların aranması gerekmez.

V. İDARİ YAPTIRIMLAR VE YASAL SÜREÇ

Kanun m. 63/1 gereğince Reklam Kurulu, haksız ticari uygulamalara karşı tüketiciyi korumaya yönelik düzenleme yapma; bu hususlar çerçevesinde inceleme ve gerektiğinde denetim yapma, inceleme ve denetim sonucuna göre durdurma veya aynı yöntemle düzeltme veya idari para cezası veya gerekli görülen hâllerde de üç aya kadar tedbiren durdurma cezası verme görev ve yetkisine sahiptir. Kurulun bu kararları tüzel kişiliği olmaması nedeniyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından uygulanır. Ayrıca, Reklam Kurulu bu görevini, re’sen inceleme yapmak suretiyle yerine getirebileceği gibi; bir tüketicinin başvurusu üzerine de yapabilir. Tüketiciler, bir ticari uygulamanın Reklam Kurulu tarafından incelenerek, Kanun m. 63 ve m. 77’deki yaptırımların uygulanmasını talep edebilirler. Reklam Kurulu, incelediği bir uygulamanın haksız olduğu kanaatine varırsa bu uygulamanın üç aya kadar tedbiren durdurulmasını, durdurulmasını ve/veya haksız ticari uygulamada bulunan kişiye idari para cezası verilmesini kararlaştırabilir (TKHK m. 77/13).

Öte yandan Reklam Kurulu’nun vereceği kararlara karşı İdare mahkemesinde iptal davası, işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde açılabilecektir. Ancak iptal davası açılmış olması, kararın yerine getirilmesini durdurmaz (Kanun m. 78/2). Bu nedenle, dava konusu işlemin icrasının durdurulması için idare mahkemelerince yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerekmektedir.

VI. SONUÇ

Ticari reklamlarda haksız ticari uygulamalar, Kanun ve Yönetmelik kapsamında düzenlenmiş olup, haksız ticari uygulama yasağı ile satıcı, sağlayıcı, kredi veren, üretici, ithalatçı gibi ticari uygulamada bulunan kişilerin, ticari uygulamalarında mesleki özenin gereklerine uymalarını ve tüketicilerin mal ya da hizmetlere ilişkin ekonomik davranış biçimlerini bozmamalarını temin etmektedir.

Böylece tüketicilerin hukuki işlemler yaparken özgür iradelerini tam olarak kullanmalarını ve etki altında kalmadan karar verebilmelerini temin etmek amaçlanmaktadır. Aksi halde uygulama, haksız bir ticari uygulama olarak tezahür edecek ve Reklam Kurulu’nun re’sen veya bir tüketicinin başvurusu üzerine yapılacak inceleme sonucunda (i) üç aya kadar tedbiren durdurulma (ii) durdurulma ve/veya (iii) idari para cezası yaptırımları ile karşılaşacaktır.

Yazarlar

Gülenay Kavcar

Gülenay Kavcar

Mert Sönmüş

Mert Sönmüş

Danışman Avukat