Ara
Close this search box.
Ara
Close this search box.

Nisan 30, 2024

Standarda Esas Patentler Ve Frand Prensipleri

GİRİŞ

Teknolojik ilerlemenin hızıyla birlikte, endüstriler arası standartlar belirleme ve patent kullanımı konusundaki karmaşıklıklar da artmaktadır. Özellikle telekomünikasyon, elektronik ve bilgi teknolojileri gibi alanlarda, bir ürün veya teknolojinin endüstri standardı haline gelmesi, beraberinde fikri mülkiyet ve rekabet hukuku sorularını da getirmektedir. Fikri mülkiyet hukuku, sahibine fikri mülkiyete konu hakları kullanma, yararlanma, üçüncü kişilerin izinsiz kullanımını engelleme, tescil ettirme ve lisanslama yetkisi verir. Ancak, bu mutlak koruma tekelleşmeye sebebiyet verdiği takdirde Rekabet Hukuku’nun piyasada rekabeti engelleyici ve bozucu unsurları ortadan kaldırarak serbest ve adil bir rekabet ortamı tesis etme amacıyla ters düşebilecektir. Bu bağlamda, FRAND (Adil, Makul ve Ayrımcılık Yapmayan) prensipleri, adil lisanslama ve rekabetin korunması amacıyla bir çerçeve sağlamaktadır.

Fikri mülkiyet hakları, hak sahibine tanıdığı koruma ile yenilikçiliği ve rekabeti teşvik ederek kalite ve çeşitliliği artırmaktadır. Fikri hakların sahibine tanınan lisans hakkı, belirli bir ürün, hizmet, teknoloji veya fikri mülkiyet unsurunun kullanım hakkının, üçüncü kişilere lisans sözleşmesi çerçevesinde tanınmasıdır. FRAND prensipleri, endüstri standartlarını belirleyen ve bu standartlara uyumlu ürünler üreten şirketler arasındaki ilişkileri düzenleyen kural dizinleri içermektedir. Bu prensipler, fikri mülkiyet sahiplerine haklarını koruma olanağı tanırken, aynı zamanda bu hakların pazar rekabetini kısıtlamamasını ve endüstri paydaşlarına adil bir lisanslama süreci sunulmasını hedeflemektedir. 

A. STANDARDA ESAS PATENTLER 

    Bir standardın uygulanabilmesi için zorunlu veya vazgeçilmez nitelikteki teknolojilere ait patentleri ifade eden Standarda Esas Patent’ler (“SEP”); sunulan teknolojik inovasyondan kaynaklanan hakların kullanımına dair sahibin münhasır yetkisini koruyan patent hakları ile ilgili olarak ortaya çıkan bir kavramdır. Bu kavram, söz konusu inovasyonun geniş kapsamlı kullanımını amaçlayan standartlar arasındaki etkileşimden doğmaktadır. SEP, bir buluşun münhasır kullanımını sağlayan patent haklarının teknik bir standardın uygulanabilmesi açısından zaruri olması durumunda söz konusu olacaktır. Bir patentin SEP olabilmesi için: (i) standart, (ii) esaslılık ve (iii) patent olma unsurlarını içermesi gerekmektedir.

    1. Standart: Bir patentin SEP olabilmesi için belirli bir endüstride geniş çapta kabul gören ve kullanılan bir teknoloji standardıyla ilişkilendirilmiş olması gerekir.
    1. Esaslılık: Patent, standartta belirli bir fonksiyonu veya özelliği gerçekleştirmek için zorunlu bir bileşen veya teknoloji olmalıdır. Diğer bir deyişle, standarttaki belirli bir işlevi yerine getirmek için kaçınılmaz olarak kullanılması gereken bir teknoloji olmalıdır.
    1. Patent Olma: SEP’ten bahsedebilmemiz için ilgili teknolojiye ilişkin bir patent ve patent sahibi bulunması gerekmektedir.

    Patent hakkının sahibine tanıdığı ilgili buluşun kullanımını münhasır yapması ve standart bir teknolojinin üretilebilmesinin de SEP’lerle bağlantılı olduğu düşünüldüğünde, diğer işletmelerin piyasadaki varlığını sürdürebilmesi ve piyasaya yeni oyuncuların girebilmesi, yalnızca SEP sahibinin patent hakkından kaynaklanan münhasır yetkisinin sınırlanmasıyla mümkündür. Zira sahibine verilen patent koruması, tekelci bir piyasa yaratma eğilimindedir ve patent hakkı sahibinin patentini kullanma veya lisanslama kararı tamamen kendi takdirine bağlıdır. Dolayısıyla endüstri standardına ulaşmış bir buluş için sınai mülkiyet hukuku kapsamında sağlanan korumaları buluş sahibinin faydalanması, pazarda tekel oluşturabilecek ve işbu durum da rekabeti bozucu etki yaratabilecektir. SEP’in bu etkisini kısıtlamak amacıyla “Adil, Makul ve Ayrımcılık Yapmayan Koşullar”ı ifade eden FRAND (Fair, Reasonable, and Non-Discriminatory) yükümlülüğü getirilmiştir. FRAND yükümlülükleri, bir standardın temelinde yatan patent sahiplerinin, standart patente sahip oldukları için diğerlerine adil, makul ve ayrımcılık yapmayan lisans koşulları sunmaları gerektiği anlamına gelmekte olup bir patentin endüstri standardı olarak belirlenmesinde piyasadaki rekabeti korumak, pazardaki yeniliği teşvik etmek ve tüketicilerin adil fiyatlarla yüksek kaliteli ürünlere erişimini sağlamak için önem arz etmektedir. Dolayısıyla FRAND prensipleri gereğince ilgili patent sahibi, lisanslama hakkında karşı tarafı belirleme yetkisinden vazgeçerek ilgili buluşu FRAND prensiplerine uyan herkese lisanslamayı taahhüt etmektedir.

    B. AB VE TÜRKİYE KAPSAMINDA SEP’LERE İLİŞKİN HUKUKİ UYUŞMAZLIKLARIN İNCELENMESİ

      FRAND yükümlülükleri çerçevesinde SEP’lerin lisanslanma süreçlerindeki uyuşmazlıklar, rekabet hukuku bağlamında hâkim durumun kötüye kullanılması başlığı altında incelenmektedir. Özellikle, SEP’lerin hâkim durum yaratması durumunda, SEP sahibi tarafından FRAND yükümlülüğünün ihlali, hâkim durumun kötüye kullanılması anlamına gelir. Bu bağlamda, SEP’lerle ilgili alınan birçok karar, SEP sahiplerinin hâkim durumda olduklarına dair bir kabulü içermektedir. Sınai mülkiyet hukuku bağlamında ise uyuşmazlıklar iddia kapsamında SEP’in geçerliliği ve bahsi geçen SEP’e ilişkin herhangi bir patent ihlali olup olmadığı çerçevesinde incelenmektedir.

      FRAND şartlarıyla ilgili önemli bir karar, 2018’de İngiltere ve Galler Temyiz Mahkemesi tarafından verilen “Unwired Planet International Ltd v. Huawei Technologies Co.Ltd” kararıdır. Bu davada, telekomünikasyon cihazı üreticisi Unwired Planet, kablosuz bağlantı sektöründe beş Standart Esaslı Patentin (SEP) Huawei tarafından, taraflar arasında FRAND şartları çerçevesinde de bir uzlaşmaya varılmadığı ve bir lisanslama işlemi gerçekleşmemesinden bahisle, patent hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Huawei mahkemeye başvurarak, SEP sahiplerinin benzer konumda olan diğer teşebbüslere aynı veya benzer şartlarda lisans bedeli sunma yükümlülüğü olduğunu ancak Unwired Planet’in bu şartı yerine getirmediğini ve hâkim durumun kötüye kullanılmasına yol açtığını iddia etmiştir. Mahkeme tarafından verilen kararda:

      1. FRAND taahhüdünün “ayrımcı olmayan” unsurunun, ilgili piyasada var olan bütün aktörler için tek bir lisans bedeli sunulması anlamına geldiği,
      2. Hâkim durumun kötüye kullanıldığı iddiasına ilişkin, ihlal iddiasında bulunan kişiye önceden bildirim yapılmadan tedbir kararı talep edilmesinin hâkim durumun kötüye kullanılması teşkil edeceği ancak Unwired Planet’in daha önce tekliflerde bulunduğu dolayısıyla somut olayda gerçekleşmediği, 

      değerlendirilmesi yapılarak mahkeme tarafından, karşılaştırılabilir lisanslara dayanarak bir FRAND lisans bedeli belirlemiştir.

      Türkiye’de ise Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) Vestel v. Philips kararı, SEP’ler aracılığıyla hâkim durumun kötüye kullanılıp kullanılmadığını inceleyen ve mevcut içtihadi durumu teşkil eden önemli bir karardır. Philips’in altyazı teknolojisiyle ilgili SEP lisanslamasında FRAND şartlarına aykırı davranmakla suçlandığı soruşturma, Vestel’in, tedbir kararı alındıktan sonra Philips’in tek taraflı olarak sözleşme şartlarını belirleyerek hâkim durumunu kötüye kullandığını iddia etmesiyle başlamıştır.

      Kurul, Philips’in SEP’lerine dayalı olarak hâkim durumda olduğunu belirleyerek, FRAND şartlarına uygun bir şekilde lisanslama yükümlülüğü bulunduğunu tespit etmiştir. Kurul kararında; Philips’in, lisans anlaşması müzakerelerinin iki yılı aşkın bir süredir devam ettiği, ancak lisans bedeli konusunda bağımsız bir üçüncü tarafa başvurmadan önce dava yoluna gitmek suretiyle FRAND şartlarına uymadığı belirtilmiştir. Philips’in Vestel’in ürünlerinin toplatılması amacıyla tedbir kararı için mahkemeye gitmesinin hâkim durumun kötüye kullanılması olarak değerlendirileceği vurgulanmıştır. Vestel’in, Philips tarafından belirlenen sözleşme şartlarına uymak zorunda bırakılmasının hâkim durumunu kötüye kullanma olduğu tespit edilmiştir.

      C. SONUÇ 

        Sonuç olarak, Standart Esaslı Patentler (SEP) ve Adil, Makul ve Ayrımcılık Yapmayan (FRAND) prensipleri, fikri mülkiyet ve rekabet hukukunda önemli bir denge sağlamaktadır. SEP sahiplerinin hâkim durumda olması, FRAND şartlarına uymama riskini beraberinde getirerek rekabeti olumsuz etkileyebilmektedir. Bu noktada, rekabet otoriteleri ve mahkemelerin, yüksek lisans bedelleri talep eden SEP sahiplerini adil ve dengeli lisanslama süreçleri izlemeye yönlendirmek adına aldığı kararlar önemlidir. Teknoloji dünyasında adil bir rekabet ortamı sağlamak için hukuki süreçler, adil lisanslama anlaşmaları ve şeffaf iletişim önemli birer unsurdur. Gelecekte, bu alandaki hukuki gelişmelerin takip edilmesi, adil rekabetin korunması ve inovasyonun teşvik edilmesi açısından kritik olacaktır. Özellikle patent sahiplerinin patent korumasının kendilerine vermiş olduğu tekelleşme fırsatını kullanarak SEP davalarının Türkiye’de artacağı tahmin edilmektedir. Bu kapsamda Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde görülecek davalar ile Kurul tarafından ilgili ihlallerin ne şekilde değerlendirileceği de merak konusudur.

        Yazarlar

        Gökçe Ergün

        Gökçe Ergün

        Avukat

        Çağla Yargıç

        Çağla Yargıç

        Avukat

        Şimal Taşkın

        Şimal Taşkın

        Yasal Stajyer