GİRİŞ
Teknolojik gelişmeler ve Covid-19 salgının etkileriyle birlikte dijital dünyaya adaptasyonun hızla arttığı günümüzde; paranın da sanallaşması, sanal ortamda yatırım yapılması ve bu yolla kazanç elde edilmesi de mümkün hale gelmiştir. Belirtmek isteriz ki, her ne kadar kripto paralar ilk kez 2009 yılında piyasaya sürülmüş olsa da herhangi bir otoriteye bağlı olmaması ve anonim olması gibi nedenlerle kısa sürede tüm dünyada yaygınlaşmaya başlamıştır. Ülkemizde de özellikle 2017 yılında bilinirliği artan kripto paralar bir yatırım ve/veya ödeme yöntemi olarak hayatımıza dahil olmaktadır. Kripto paralar günümüzde akdedilen uluslararası ticaret sözleşmelerinde ödeme yöntemleri arasına dahil ediliyor olmalarına karşılık, 16.04.2021 tarihli ve 31456 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) ile Türk hukukunda kripto varlıklar ilk kez tanımlanarak ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
Yönetmelik’e göre kripto varlık; dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade etmektedir.
Bu kapsamda, kripto paraların birçok ülkede yasal bir ödeme aracı olarak kabul edilmesine ve finansman yöntemi olarak belirlenmesine karşılık ülkemizde kripto varlıkların ödeme yöntemi olarak kullanılamayacağına ilişkin düzenleme getirilmiş olsa da kripto paraların Türkiye’de de birikim ve yatırım yöntemi olarak kullanıldığına şüphe yoktur. Kripto varlıklar üzerinden elde edilen kazançların nasıl vergilendirileceği konusunda mevcut hukuki düzenlemeler yetersiz kalmakta olup bu makalede Türk vergi sisteminde kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir.
ULUSLARARASI YAKLAŞIMLAR VE TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUM
2018 yılında Avrupa Birliği’nin Kara Paranın Aklanması Direktifi’nde kripto para; herhangi bir merkez bankası veya kamu otoritesi tarafından ihraç ve garanti edilmeyen, yasalarca kabul edilmiş yerel para birimlerine bağlı olmayan, döviz veya para ile aynı hukuki statüde bulunmayan bununla birlikte elektronik ortamda transfer edilen, saklanan ve alım satımı yapılan gerçek veya tüzel kişiler tarafından takas aracı olarak kabul edilen dijital bir değer şeklinde tanımlanmıştır.
Belirtilmesi gerekir ki, dünya genelinde kripto paralara farklı vergilendirme sistemleri uygulanmaktadır. ABD Gelirler İdaresi kripto paraları “transfer edilebilen sanal para” olarak tanımlayarak, kripto paraların alım ve satımı arasındaki farkın mal alım satım kârı olduğunu ve vergilendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu kapsamda, ABD’de kripto para sahiplerinden gelir vergisi alınırken, Almanya’da yalnızca altı yüz Euro’dan yüksek değerler için vergi uygulanmaktadır. İngiltere Gelir ve Gümrük İdaresi tarafından kripto varlıkların para birimi olarak kabul edilmediği ve kripto paraların büyük çoğunlukla bireysel yatırım aracı olarak kullanıldığı açıklanmıştır. Bu doğrultuda, kripto paralar gayri maddi varlık olarak nitelendirilmiş olup elden çıkarılması durumunda değer artış kazancına tabi tutulacağı ve bir işletme kapsamında kripto para faaliyetlerinin yapılması durumunda ilgili gelir vergisi kanunlarının uygulanacağı ifade edilmiştir. Güney Kore’de elde edilen kazançtan %20 vergi alınmasına dair halihazırda çalışma başlatılmıştır. Bunlarla birlikte; Malta, Portekiz, Hong Kong ve Singapur’da ülkemizde olduğu gibi vergi uygulanmasına henüz başlanmamıştır.
Öte yandan, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (“OECD”) tarafından kripto para vergilendirmesi ile ilgili dünya genelinde yapılan bir çalışmada; kripto paraların birçok ülkede gayri maddi bir varlık veya finansal varlık olarak, bazı ülkelerde emtia olarak, bazı ülkelerde ise para olarak tanımlandığı tespit edilmiş olup kripto paraların vergi hukuku boyutunun oldukça dengesiz olduğuna dikkat çekilmiştir. OECD’nin G20 Vergi Raporu’na göre; İtalya, Hollanda, Portekiz ve İsviçre haricinde ülkelerin neredeyse tamamı tarafından kripto para birimleri ile itibari para birimlerinin değişimi “vergiyi doğuran olay” olarak görülmektedir.
Türkiye günlük işlem hacmi 1 milyar doları aşmakla birlikte dünyada en çok kripto para kullanan ülkelerden biri konumundadır. Belirtmek gerekir ki, ülkemizde kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte;
- 2013 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”) tarafından kripto paraların elektronik para olmadığı belirtilmiştir.
- 2020 yılının sonlarına doğru yayımlanan Yeni Ekonomi Programı’na göre 2021 ilâ 2023 yılları arasında kripto finansal varlıkların “edinimi, alım, satım ve devir” işlemlerinde vergi düzenlemesi yapılması planlandığı açıklanmıştır.
- 03.2021 tarihinde ilân edilen “Ekonomik Reform Paketi” ve “Ekonomi Reformları Eylem Planı” kapsamında dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturma çalışmaları Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda Sermaye Piyasası Kurumu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”) ve BDDK tarafından 31.12.2021 tarihine kadar tamamlanacaktır.
Görüldüğü üzere, kripto paraların ülkemiz için önemli bir gelir potansiyeli olması sebebiyle vergilendirilmesine yönelik çalışmalar da hızlandırılmıştır. Ülkemizde vergi mevzuatına ilişkin düzenlemelere gidilirken öncelikle kripto paraların ne olarak nitelendirileceğinin tespit edilmesi önem arz edecek olup kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar ancak nitelendirilmesi akabinde belirlenebilecektir.
KRİPTO PARALARIN TÜRKİYE’DE VERGİLENDİRİLME YÖNTEMLERİ VE UYGULANABİLECEK VERGİ TÜRLERİ
Yukarıda açıklandığı üzere, kripto paranın niteliği ve vergilendirilmesi konusuna ilişkin tartışmalar birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de sürmekte olup, kripto paralardan elde edilen kazançların vergiye tabi tutulması için kazancın konusunun belirlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda kripto paralar “menkul kıymet”, “emtia” veya “para” olarak nitelendirilebilecektir.
- Menkul Kıymet: Menkul kıymet, orta ve uzun vadede yatırım aracı olarak kullanılan ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan kıymetli evraktır. Kripto paraların menkul kıymet olarak nitelendirilebilmesi için “finansal varlık” olarak ele alınması gerekmektedir. Bu durumda, kripto paraların alım-satım işlemleri genel olarak gelir vergisinin konusuna girecektir. Alım-satım işlemi sonucu elde edilen gelir değer artış kazancı, kripto para borsalarının elde ettikleri komisyonlar ticari kazançları ifade edecektir. Kripto paralar menkul kıymet olarak değerlendirildiğinde KDV’nin konusuna girmemekle beraber, değer artışının 2021 yılı için 19.000 TL’yi aşması durumunda aşan kısım gelir vergisine tabi olacaktır. Ancak menkul kıymet nitelendirilmesinin getireceği birtakım problemler bulunmakta olup bunların başlıcaları; işlemin yapıldığı borsaların hangi ülke hukukuna tabi olacağının tespiti ve vergilemeye ilişkin uluslararası sınırların çizilmesine ilişkin zorluklardır.
- Emtia: Kripto paraların bir emtia olarak değerlendirilmesi durumunda iki türlü vergilendirilebileceği belirtilmektedir. Yapılan faaliyette devamlılık unsuru yer almıyorsa bu kazanç arızi kazanç olarak kabul edilmektedir. Arızi kazanç olarak kabul edilmesi halinde kazancın 2021 yılı için 43.000 TL’lik kısmı istisna olarak dikkate alınacak, bu tutarı aşması durumunda ise aşan kısım gelir vergisine tabi olacaktır. Ancak kripto paranın artan kur değerinden yararlanmak için alım-satım işlemi sürekli gerçekleşmekte ve ticari faaliyetler içerisinde devamlı olarak kullanılmakta ise elde edilen kazanç ise ticari kazanç olacaktır. Ek olarak, kripto paraların emtia olarak değerlendirilmesi sonucu Katma Değer Vergisi Kanunu açısından KDV’yi doğuran olay meydana gelecek olup kripto paralar KDV’nin konusuna girecektir. Bu halde ise, bu alış-satış işlemlerinin ticari kazanç mı yoksa arızi kazanç mı olduğunun tespit edilmesi problem yaratabilecektir.
- Para: Geniş anlamda para; mübadele, değer saklama ve hesap birimi olma işlevlerini içeren gerek somut gerekse soyut nitelik taşıyan belgedir. Tanımda belirtildiği üzere paranın üç fonksiyonu olup bunlar; değişim aracı olma, değer saklama ve hesap birimi olmasıdır. Kripto paranın para birimi olarak kabul edilmesi durumunda TCMB yetki alanı kapsamında değerlendirilerek herhangi bir vergilemeye tabi tutulmayacaktır. Kripto paraların para tanımında yer alan özelliklerin tamamını taşımaması ve bu şekilde nitelendirilmesi durumunda herhangi bir vergilendirmeye tabi olmaması sebepleriyle bu kapsamda nitelendirilme ihtimali uzak görülmektedir.
Türkiye’deki yaklaşımlara göre değerlendirme yapılması gerekir ise; SPK tarafından bir menkul kıymetin varlığının onun dayalı olduğu gerçek bir varlığın olmasına bağlı olduğu belirtildiğinden, finansal sistemimizin menkul kıymet yaklaşımı ile kripto paranın örtüşmediği görülmektedir. Bunun yanı sıra, TCMB tarafından basılmamış olması ve bir değer karşılığı basılmış olması gerektiği için kripto paraların para birimi olarak da nitelendirilemeyeceği düşünülmektedir. Netice olarak, Türkiye’deki tartışmalar ve kurumların değerlendirmeleri göz önüne alındığında kripto paraların emtia olarak nitelendirilmesi mümkün görünmektedir.
SONUÇ
Yukarıda yapılan tüm açıklamalara istinaden kripto paralar özgürlükçü ve merkeze bağlı olmayan yapıları sayesinde tercih nedeni olmakta ve sınırlı sayıda olması sebebiyle rekabet yaratmakta olup, ileride hayatımızda daha aktif olarak yer alacağı ortadadır. Bu doğrultuda kripto paralardan doğan uyuşmazlıkların da artması kaçınılmaz olup, yeni yasal düzenlemelere gidilmesi zorunlu bulunmaktadır. Öncelikle kripto paraların niteliği belirlenerek, kripto paralardan elde edilen kazancın vergilendirilmesi noktasında aksiyon alınması gerekmektedir. Öte yandan, kripto paraların sahiplerinin tespit edilmesi ve işlem takibinin uygulamadaki zorluğu düşünüldüğünde, yatırımcıları kayıt dışı olmaya itmeyecek seviyede bir vergilendirme yapılması önem arz edecektir.
Saygılarımızla,
Kılınç Hukuk & Danışmanlık
Kaynakça
[i] Erkan KIZIL, “Türkiye’de Kripto Paranın Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi”
[ii] Prof. Dr Zeki DOĞAN, Dr. Öğr. Üyesi Selçuk BUYRUKOĞLU, Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin KUTBAY, “Türkiye’de Bitcoin İşlemlerinin Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesine İlişkin Öneriler”
[iii] Prof. Dr. Veli KARGI, “Kripto Paranın Vergilendirilmesi Fikrinin Mali Yönden Değerlendirilmesi”
[iv] Emre Hakan AKİZ, “Kripto Paranın Vergilendirilmesi, Muhasebeleştirilmesi ve Denetimi”
[v] Gökhan ÜNALAN, “Kripto Paraların Vergilendirilmesi”