Ara
Close this search box.

Aralık 21, 2023

Halka Açık Anonim Şirketlerde Kar Payı Dağıtım Esasları

GİRİŞ

Anonim şirketlerde pay sahiplerinin sermayelerini ortaya koyarken sahip oldukları kazanç beklentisi ve motivasyonu, beraberinde kâr payı hakkını getirmektedir. Buna göre şirket hissedarlarının, prensip olarak, şirketin yıl sonunda elde ettiği kardan hisseleri oranında ve kural olarak şirkete yaptıkları ödemeler oranında, şirket esas sözleşmesi hükümlerine ve şirketin politikalarına uygun olarak kâr payı alma hakkı bulunmaktadır.

Kâr payı dağıtımı esaslarına ilişkin halka açık anonim ortaklıklara özgü spesifik düzenlemeler mevcut bulunmaktadır.

YASAL DÜZENLEMELER

Kâr dağıtımına ilişkin olarak temel düzenlemeler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”)’nda yer almaktadır. TTK’nın 408. maddesine göre şirketin kâr dağıtım politikasına karar verme ve elde edilen kâr üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi münhasıran şirketin genel kurullarına verilmiştir. Her ne kadar bu yetki münhasıran şirket genel kuruluna tanınmış olsa da şirketin genel kurulu, oluşan kâr payı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma yetkisine sahip değildir.

TTK’nın 519. ve TTK’nın 523. maddeleri gereğince kanun koyucu yedek akçeler ayrılmadan kâr dağıtımı yapılmasını, şirketin mali yönden ayakları üzerinde durabilmesi ve iflasların önüne geçebilmek adına, yasaklamıştır.

Kanun koyucunun şirketlerin finansal yapılarına ve kâr payı dağıtım esaslarına olan müdahalesi ve gözetimi çerçevesinde, piyasanın tamamı için geçerli olan şeffaflık, kamuyu aydınlatma ve idari denetim ilkeleri, halka açık şirketlerin kâr payı dağıtım esaslarında belirleyici olan halka açık veya ilgili mevzuat hükümleri uyarınca halka arz edilmiş sayılan anonim şirketler de çok daha keskin ve yoğun bir hal almaktadır.

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SPKn”)’na tabi anonim şirketlerin kâr payı dağıtımı esasları, genel olarak SPKn ve SPKn’ya dayanılarak çıkarılan Kâr Payı Tebliği (II-19.1) (“Tebliğ”) ve Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ (“Kar Payı Avansı Tebliği”) hükümleri ile düzenlenmiştir.

KÂR PAYI DAĞITIMI ESASLARI

Tebliğ, halka açık veya ilgili mevzuat hükümleri uyarınca halka arz edilmiş sayılan anonim şirketlerin kâr payı dağıtması için buna yönelik bir politikasının olmasını şart koşmakta ve 4. maddesinde bu politikanın asgari içeriğinin ne olması gerektiğini de düzenlemektedir. Tebliğ’in 4. maddesi uyarınca, halka açık veya ilgili mevzuat hükümleri uyarınca payları halka arz edilmiş sayılan anonim şirketlerin kar dağıtım politikalarında asgari olarak aşağıdaki hususlara yer verilmektedir:

  1. a) Kâr payı dağıtılıp dağıtılmayacağı, dağıtılacak ise ortaklar ve kâra katılan diğer kişiler için belirlenen kâr payı dağıtım oranı.
  2. b) Kâr payının ödenme şekli.
  3. c) Kâr payının ödenme zamanı.

ç) Kâr payı avansı dağıtılıp dağıtılmayacağı, dağıtılacak ise buna ilişkin esaslar.

Bu kapsamda hazırlanacak metinlerin kamuya açıklanarak, yatırımcıların kâr payı haklarını hangi şart ve koşulda kullanacakları hakkında bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Bununla birlikte gerek Tebliğ gerekse de SPKn şirketlerin kâr payı dağıtması için kanuni yedek akçelerin ayrılmasını şart koşmuştur.

Öte yandan şirketlerin hissedarlarına kâr payı dağıtımı, kârın oluştuğu hesap dönemi ile sınırlı olmayıp arzu edildiği taktirde önceden, kâr payı avansı şeklinde dağıtılması da mümkündür.

Bu kapsamda Kar Payı Avansı Tebliği’nin 5. maddesi uyarınca, halka açık veya ilgili mevzuat hükümleri uyarınca halka arz edilmiş sayılan anonim şirketlerin kâr payı avansı dağıtabilmeleri için, şirket genel kurulunca kâr payı avansı dağıtılmasına ilişkin karar alınması ve kâr payı avansı dağıtılacak hesap döneminde hazırlanan üç, altı veya dokuz aylık ara dönem finansal tablolara göre kâr edilmiş olması gereklidir. Ayrıca sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan şirketler, kesinleşmemiş hesap dönemi sonu finansal tablolarda yer alan kar üzerinden, ilgili hesap döneminin bitiminden itibaren bir ay içinde yapılacak genel kurullarında alınacak karara göre kâr payı avansı dağıtabilirler. Bu durumda ödenecek kâr payı avansı, hesap dönemi sonu karından varsa geçmiş yıllar zararlarının tamamının, vergi, fon ve mali karşılıkların, kanunlara ve sözleşmeye göre ayrılması gereken yedek akçelerin, varsa intifa senedi sahipleri ile sözleşmede ortaklar dışında kara katılması öngörülen diğer kimseler için ayrılacak tutarların indirilmesi suretiyle hesaplanan tutarın yüzde doksanını geçemez.

Halka açık şirketler üzerinde Sermaye Piyasası Kurulu (“Kurul”)’nun idari gözetim ve denetimi Kanun ve Tebliğ hükümleri ile sınırlı olmamakta, Kurul bu özel nitelikli şirketlerin öz kaynaklarını koruyabilmesi adına olağanüstü durumlarda ek tedbirler de getirebilmektedir. Nitekim dünya ticaretinin büyük ölçüde sekteye uğradığı COVID-19 salgınında Kurul başta olmak üzere ilgili kamu otoriteleri; sermaye piyasasını korumak adına, kâr payı dağıtımı konusunda ek tedbir ve kurallar getirmiştir. 7244 Sayılı Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile halka açık olsun veya olmasın tüm şirketlerin dağıtabilecekleri kar payı tutarı 2019 yılı net dönem kârının %25’i ile sınırlandırılmış ve ödeme yapmamış şirketlerin kar payı ödemeleri ertelenmişti. Bu geçici tedbir, çeşitli uzatma ve revizyonlarla 31.12.2020 tarihinde sona ermiştir. COVID-19 salgınının etkilerinin hala devam ettiği ve yeni salgın dalgası riskinin de mevcut olduğu göz önüne alındığında, Kurul’un ileride buna benzer yeni tedbirler getirebileceğini düşünmek mümkündür.

SONUÇ OLARAK

Sonuç olarak; hissedarlar için en temel mali hak olan kâr payı ve bu karın birtakım yasal sınırlamalara tabi tutulmaktadır. Bu sınırlamalar şirketin türüne göre değişkenlik göstermekte olup halka açık şirketlerde bu sınırlamalar, sermaye piyasasının ilkeleri ile paralel olarak çeşitlenmektedir. Şirketlerin kâr payı dağıtımı yapmadan önce mutlaka, dahil oldukları mevzuatlara göre yükümlülüklerini tespit edip buna uygun kâr dağıtımı yapmaları elzemdir. Aksi halde yönetim kurulu üyeleri ile bağımsız denetimi yapan kişilerin sorumlu olması riski mevcuttur.

Yazarlar

Gülenay Kavcar

Gülenay Kavcar

Demet Akçaalan

Demet Özkahraman

Kıdemli Avukat