24.10.2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete’de ilan Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) ile Avukatlık mesleğine giriş ve işbu mesleğin icrası sırasında uygulanacak usul ve esaslar doğrultusunda ele alınan; hukuk mesleklerine giriş sınavı ve idari yargı ön sınavı, Avukatlık hizmetlerindeki KDV gibi yargı reformu uygulamaları gibi önemli hususlarda yeni değişiklikler getirilmiştir.
AVUKATLIK MESLEĞİNE GİRİŞ SINAVI HAKKINDA YAPILAN DÜZENLEME
Kanun’un 3. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 16. maddesinde Avukatlık mesleğinde aranacak şartların ilişkin yapılan değişiklik ile hukuk mesleklerine giriş sınavında başarılı olanların Avukatlığa kabul edilecekleri ve bu doğrultuda 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 7. maddesinde hüküm altında alınan noterlik stajı kabul şartları konu değişikliğe göre teselsül ettirilmiştir.
Yapılan değişiklik ile, hukuk mesleklerine giriş sınavında; 100 puan üzerinden en az 70 puan alanların; hakimlik,savcılık, avukatlık ve noterlik mesleklerine girebilecekleri, hukuk mesleklerine giriş sınavı şartının 2020-2021 senesinde kayıt yaptıran öğrencilerden başlanarak uygulanacağı belirtilmiştir.
SERİ MUHAKEME USULÜNE İLİŞKİN YAPILAN DÜZENLEME
Kanun’un 23. maddesi ile getirilen düzenleme uyarınca; soruşturma evresi sonunda Türk Ceza Kanunu (“TCK”) ’nda yer alan;
- Hakkı olamayan yere tecavüz,
- Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması,
- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma,
- Gürültüye neden olma,
- Parada sahtecilik,
- Mühür bozman,
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan,
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama,
- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
suçlarında avukatla temsil edilen şüphelinin, Cumhuriyet savcısıyla anlaşma yapması usulü getirilmiştir. Buna göre savcı, şüpheliye seri muhakeme usulü uygulanmasını teklif edecek. Eğer şüpheli avukat huzurunda bunu kabul ederse bu usul uygulanacak. Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı suçun alt ve üst sınırı arasında belirleyeceği temel cezadan yarı oranında indirim yapmak suretiyle yaptırımı belirleyecek, gerekirse cezayı erteleme kapsamına alabilecek. Ancak yukarıda yer alan suçların;
- İştirak halinde işlenmesi ve şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi halinde,
- Yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hallerinde,
- Resmi mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunamama veya yurtdışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması halinde,
seri muhakeme usulünün uygulanmayacağı ifade edilmiştir. İlaveten, seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hallerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair belgelerin, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılmayacağı belirtilmiştir. Konu değişiklik bir yandan dava sayılarını azaltırken, diğer yandan avukatlara on binlerce yeni iş imkânı sağlayacaktır. Ceza avukatlığında kaliteyi yükseltecek olan bu sistemle meslek içi eğitimlerde ceza avukatlığına ağırlık verilmesi zorunluluğu doğmuştur.
BASİT YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN GETİRİLEN DÜZENLEME
Kanun’un 24. maddesi ile asliye ceza mahkemelerince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezası ve/veya üst sınır iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir. Ancak, asliye ceza mahkemesinin duruşma açmadan verdiği hükme itiraz edilmesi halinde mahkemenin itiraz edilen hükmü iptal ederek duruşmalı yargılama yapmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, ceza muhakemesinde bu yargılama usulü dosya üzerinden yapılacağı için sanıklar kendilerini bir müdafi yardımından yararlanma konusunda zorunlu göreceklerdir. Düzenlemeye göre basit yargılama usulü;
- Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar ve bu kapsama giren bir suçun, kapsama giremeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hallerinde
uygulanmayacaktır.
TEMYİZ EDİLEBİLECEK KARARLARIN GENİŞLETİLMESİNE İLİŞKİN GETİRİLEN DÜZENLEME
Kanun’un 29. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu (“CMK”) ‘nun 286. maddesine eklenen fıkra ile temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda yer alan suçlara nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararlarının temyiz edilebilir olduğuna karara verilmiştir. Buna göre TCK’da yer alan;
- Hakaret,
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit,
- Suç işlemeye tahrik,
- Suçu ve suçluyu övme,
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama,
- Kanunlara uymamaya tahrik,
- Cumhurbaşkanına hakaret,
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama,
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama,
- Silahlı örgüt,
- Halkı askerlikten soğutma suçları,
- Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 2. ve 4. fırkası ile 7. maddesinin 2. fıkrasında yer alan suçlar,
- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ‘nun 28. maddesinin 1. fıkrası ile 31. maddesi ve 32. maddesinde yer alan suçlar
temyiz edilebilir nitelikte olan suçlar kapsamında sayılmış ve bu suçlara ilişkin verilen kararlara karşı Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemenin en önemli sonucu, temyiz mahkemesi Yargıtay’ ın katalogdaki suç türlerinde içtihat yaratması ve böylece düşünce özgürlüğünü güvence altına alma imkanının yeniden doğmuş olmasıdır.
AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT HAKKI TANINMASINA İLİŞKİN DÜZENLEME
Kanun’un 1. maddesi kapsamında getirilen yenilik ile belli bir kıdemin üzerindeki avukatlara yeşil pasaport hakkı tanınmasına karar verilmiştir. Değişikliğe göre Terörle Mücadele Yasası kapsamına ve TCK’nın 4. kısım ve 4,5,6 ve 7. bölümlerinde tanımlanan suçlar ile ilgili hakkında soruşturma ve kovuşturma açılmamış olan avukatlara eş ve çocukları da dahil olmak üzere vize kolaylığı sağlanması amacıyla hususi damgalı pasaport (yeşil pasaport) verilmesine karar verilmiştir.
İDARİ HAKİM ADAYLIĞINA GETİRİLEN SINIRLAMAYA İLİŞKİN DÜZENLEMEME
Kanun’un 9. maddesi ile hukuk fakültesi mezunu olmayan idari hakim adaylığında sınırlama getirilmesine karar verilmiştir. Düzenlemeye göre idari yargı hâkim adaylığına hukuk fakültesi mezunu olmayanlar arasından atananların sayısı, her dönemde atanacak toplam aday sayısının %20’sini geçmeyecek şekilde belirlenmesine karar verilmiştir.
İDARİ HAKİM ADAYLIĞINA GETİRİLEN SINIRLAMAYA İLİŞKİN DÜZENLEMEME
Kanun’un 9. maddesi ile İdari Yargı Ön Sınavına, hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yükseköğretim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı kurumlardan mezun olanların girebileceği belirtilmiştir. Ek olarak, düzenleme ile İdari Yargı Ön Sınavı’nın konu başlıklarının ağırlıklı olarak hukuk fakültelerinin müfredatı esas alınarak belirleneceği düzenlenmiştir.
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ DAİRELERİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIKLARIN 3 AY İÇERİSİNDE KARARA BAĞLANMAINA İLİŞKİN DÜZENLEME
Değişiklik ile, aynı veya farklı bölge idare mahkemesi dairelerince benzer olaylarda verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin gerekçeli istemler hakkında uyuşmazlığın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri kurullarınca 3 ay içinde karara bağlanmasına ilişkin düzenleme getirilmiştir.
MAĞDUR HAKLARININ GÜÇLENDİRİLMESİNE YÖNELİK DÜZENLEME
Kanun’un 22. maddesi ile getirilen düzenleme kapsamında savcı veya hakimler tarafından ifade ve beyanının özel ortamda alınması gerektiği ya da şüpheli veya sanık ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların ifadelerinin özel ortamda uzamlar aracılığıyla alınması düzenlenmiştir. TCK’nın 103. maddesinde tanımlanan suçlardan dolayı mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde Cumhuriyet Savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığı ile alınacağı düzenlenmiştir. Ayrıca, TCK’nın 102. maddesinde yer alan suçlardan mağdur olanların soruşturma evresindeki beyanlarının da suçtan zarar gören/mağdur çocukların beyanlarının alınmasındaki usullerle alınacağı belirtilmiştir. Ancak, beyan ve görüntü kaydının alınması mağdurun rızasına tabii tutulmuştur. Bu çerçevede mağdurlar, adli görüşme odalarında, baskıya maruz kalmadan ifade verebilecek.
İÇERİK ENGELLEMEYE İLİŞKİN DÜZENLEME
Kanun’un 22. maddesi ile getirilen düzenlemeye göre 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8. maddesine; erişimin engellenmesi kararlarının, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verileceği düzenlenmiştir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellemesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir.
SORUŞTURMA AŞAMASINDA TUTUKLULUK SÜRELEİRNE İLİŞKİN DÜZENLEME
Kanun’un 18. maddesi ile getirilen düzenleme ile soruşturma evresinde tutukluluk süresinin ağır cezayı gerektirmeyen hallerde 6 (altı) ayı, ağır cezayı gerektiren hallerde ise 1 (bir) yılı geçemeyeceği belirtilmiştir. Ancak, TCK’nın 4. kısmının 4,5,6 ve 7. bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörler Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu sürenin en çok 1 yıl 6 ay olarak belirlenmesine ve gerekçesinin gösterilerek 6 ay daha uzatılmasına karar verilmiştir. İlaveten, 15 yaşından küçüklerin işlediği suçlarda bu sürelerin yarı oranında, 18 yaşından küçüklerin işlediği suçlarda ise dörtte üç oranında uygulanmasına karar verilmiştir.
HABER VERME SINIRLARINI AŞAMAYAN AÇIKLAMALARIN SUÇ KAPSAMINDAN ÇIKARILMASINA İLİŞKİN DÜZENLEME
Kanun’un 13. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine eklenen fıkra ile haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına karar verilmiştir.
ÜÇ YIL VE ALTI HAPİS CEZALARINDA ERTELEME İMKANINA İLİŞKİN DÜZENLEME
Kanun’un 19. maddesi ile CMK’nın 171. maddesine getirilen düzenleme kapsamında uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç, Cumhuriyet Savcısının, üst sınırı 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen kamu davasının açılmasını 5 yıl süreyle ertelenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir. Ancak, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, kamu görevlisi tarafından veya kamu görevlisine karşı işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların işbu hükme müstesna olduğu belirtilmiştir.
SONUÇ
24.10.2019 tarihli ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında; hukuk mesleklerine giriş sınavı, Avukatlara yeşil pasaport verilmesi, yargıda temyiz yolunun genişletilmesi, eleştirinin suç olmaktan çıkarılması, tutuklama kararının verilebilmesi için kuvvetli şüphenin varlığını gösteren somut delillerin bulunması şartı aranması, kamu davalarının 5 yıl süre ile ertelenmesi hususların da önemli değişiklikler yapılmış olup faydalı olması amacıyla görüş ve değerlendirmelerinize sunulmuştur.
İşbu Bilgi Notu, sizlere bilgi ve faydalı olması amacı ile tavsiye maksadında hazırlanmıştır. İşbu bilgi notu Türkiye Cumhuriyeti yasal düzenlemeleri esas alınarak takdir edilmiş olup, herhangi bir hukuki kesin geçerlilik içermemektedir.
Saygılarımızla,
Kılınç Hukuk & Danışmanlık
Av. Öykü Kurt