Ara
Close this search box.

Aralık 21, 2023

Apple Air Tag Kullanımının Hukuki Boyutu

GİRİŞ

Endüstri 4.0 ile birlikte teknolojinin geldiği seviye ve ulaştığı baş döndürücü hız, her geçen gün yeni addedilen teknolojileri dahi eski hale getirmektedir. Tıptan telekomünikasyona, mühendislikten yazılıma, tarımdan otomotive kadar hemen her sektörde teknoloji alanında yaşanan küresel rekabet, rakipleri birbirlerinin önüne geçmeye sevk etmekte, bu haliyle AR-GE faaliyetlerine yoğunlaşmasını sağlamakta ve nihayet sürekli yeni bir teknoloji üretimine vesile olmaktadır.Küresel rekabetin alanındaki öncülerinden Apple, 23 Nisan 2021’de ön satışa çıkararak 30 Nisan’da dağıtımına başladığı AirTag ürünü ile IoT (Internet of Things = nesnelerin interneti) teknolojisinde attığı yeni somut adımla adından bir kez daha söz ettirmiştir. Ürün, yeni teknoloji etiketinin ekmeğini yese de konum bilgilerine üçüncü kişilerce erişim imkanının bulunması AirTag’in gizlilik ile ilgili endişeler doğurmasına ve hukuki olarak yeni soru işaretleri yaratmasına sebebiyet vermektedir. İşbu makalede, AirTag’in çalışma şekli üzerinde kısaca durularak gündeme getirdiği hukuki sorunlar irdelenecektir.

AIRTAG NASIL ÇALIŞIR? DOĞURDUĞU ENDİŞELER NELERDİR?

Ürünün çalışma prensibi, Apple iPhone, iPad veya iPod touch üzerinden “Find” isimli uygulamanın ürün ile eşleştirilerek kaybolan eşyaların konumlarının bulunmasına dayanmaktadır. AirTag’in takılı veya bağlı bulunduğu nesnenin uzaklığı önem arz etmeksizin kaybolan nesnenin bulunması mümkün olabilmektedir. Ürün, bluetooth ve NFC sinyali yayarak; konumlarını kullanıcıya göndermektedir. Ayrıca Apple tarafından yapılan bilgilendirmelere göre, Android tabanlı işletim sistemi kullanan mobil cihazlarca da konum takibi yapılabilmektedir. Ürünün kullandığı uçtan uca şifreleme teknolojisi sayesinde, kullanıcıların bilgilerinin ve kişisel verilerinin korunduğu Apple tarafından ifade edilmektedir[1].Her ne kadar Apple tarafından güvenlik ve gizlilik unsurlarına vurgu yapılsa da AirTag adıyla piyasaya sürülen yeni üründe veri sahiplerinin konum bilgileri ile ilgili önemli endişeler doğmaktadır. Gizliliğe ve kişisel veri gizliliği ihlallerine ilişkin olarak daha ciddi endişe ise AirTag’in, üçüncü kişilerin üzerine veya nesnelerine, haberleri ve rızaları olmaksızın yerleştirilerek bu kişilerin konumlarının takip edilebilmesi noktasında ortaya çıkmaktadır.

Apple, resmî sitesinde AirTag’in bir süre kendisini kaydeden kişinin uzağında kalması halinde uyarı sesi çalarak, yakındaki kişilerin kayıp nesnenin sahibine iade edilmesine yardımcı olabileceğini belirtmektedir[2]. AirTag için tasarlanan teknik sisteme göre, kendi telefonu ile uyuşmayan bir AirTag’in tanımlı olmadığı bu akıllı telefonla bağlantıya geçmesi halinde uyarı bildirimi söz konusu telefona iletilmektedir. Burada, konum verileri bu uyarı mekanizması devreye girinceye kadar üçüncü kişilerin eline geçebilmektedir. Ayrıca kayıp bir AirTag bulununcaya kadar, Android cihazlardan da faydalanılabilmekte, bu cihaz sahiplerinin konum bilgilerine de erişim söz konusu olabilmektedir. Bu durumda Android kullanıcıları, kendi konum bilgilerine erişildiğinin farkında olmamaktadır.

AIRTAG KULLANIMININ HUKUKİ BOYUTU

Her ne kadar Apple uçtan uca şifreleme ve bluetooth tanıtıcılarının sık aralıklarla değiştirilmesi yöntemleriyle ilgili herkesin verisinin gizli kaldığını belirtse de üçüncü kişiler üzerine veya bu kişilere ait nesnelere habersiz yerleştirilen AirTag vasıtasıyla ilgili kişinin teknik takibi mümkün hale gelebilmektedir. Bu durumda, ilgili kişilere ait kişisel verilerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“Türk Ceza Kanunu”) uyarınca hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları gündeme gelebilecektir. Failin mağdura karşı suç teşkil eden fiilleri aynı zamanda haksız fiil de oluşturduğundan, bu noktada ilgililer arası 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) uyarınca maddi ve manevi tazminat istemleri de söz konusu olabilecektir.Yine, üçüncü kişilere ait konum verilerinin tespiti noktasında, aynı suçlar yönünden soru işaretleri doğabilecektir. Bu durumların aynı zamanda kişisel veri mevzuatı kapsamında değerlendirilmesi de önem arz etmektedir. Hayatın olağan akışı içerisinde, AirTag sahibi olsun ya da olmasın, ilgili kişinin konum verilerine erişim imkânı bulunan herkes bakımından, kişisel verilerin elde edilmesi ve sair işleme faaliyetleri çerçevesinde 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) uygulama alanı bulup bulamayacağı her somut olayın özelliğine göre ayrıca belirlenmelidir.

KVKK kapsamında değerlendirme yapıldığında; AirTag aracılığıyla elde edilen anlık konum bilgileri bir gerçek kişiyi işaret ettiği ve bu kişinin konumunun anlık olarak takibine olanak tanıdığı ölçüde kişisel veri niteliğini de kazanmaktadır. Bu noktada gerçek kişilerden edindiği kişisel verilerin korunması bakımından gerekli her türlü idari ve teknik güvenlik tedbirini KVKK uyarınca almakla yükümlü olan Apple, AirTag üzerinden kötü niyetli kullanım ile kişisel veri edinen kişiler ile birlikte kişisel veri ihlallerinden doğrudan sorumludur.

Diğer taraftan; AirTag’in çalışma prensibi gereği öncelikli olarak konum verisinin gizliliğinin ihlal edilmesi ihtimali ön plana çıksa da ürünün sağladığı anlık verinin takibine dayanılarak gerçek kişilerin adres bilgileri başta olmak üzere başkaca kişisel verilerine de dolaylı yoldan ulaşılması ve çok daha büyük ölçekli ihlallere sebebiyet verilmesi de olası gözükmektedir.

Konum verilerinin takip edilebilme imkanının, beklenenin üzerinde yaygınlaştığı ve kolaylaştığı bir senaryoda ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (“AİHS”) üye devletlerin, özel hayatın gizliliğini temin edebilmek amacıyla AİHS’ten kaynaklanan pozitif yükümlülükleri gündeme gelebilecek; bu yükümlülüklerin ihlali halinde ayrıca bu devletlerin AİHS’in 5. maddesinde yer alan özel hayata saygı hakkını ihlali sebebiyle tazminat yükümlülükleri dahi gündeme gelebilecektir.

SONUÇ

Her alanda olduğu gibi teknoloji alanında da yaşanan yeni gelişmelerin, yeni hukuki ihtiyaçlar doğurması kaçınılmazdır. Hukuk düzeni ise, çoğu zaman teknolojik imkanların gerektirdiği teknik düzenlemelere aynı hızda yetişememekte, mevcut düzenlemeler ışığında yorum yöntemleriyle adil bir çözüm yaratmaya çalışmaktadır.AirTag ve kullandığı IoT teknolojisi de yeni hukuki ihtiyaçlar doğurabileceği gibi, buna ilişkin düzenlemeler yürürlüğe girmeden mevcut mevzuata göre ele alınmak zorundadır. Gerçekten, AirTag’in sebep olduğu gizlilik endişeleri için yürürlükteki düzenlemelere göre hareket edilerek, gerektiği takdirde amaçsal yorum metodu ile adil bir çözüm arayışı zaruri hale gelmektedir.

Bu sebeple, AirTag’in çalışma prensibi ve kullanımının özellikle Türk Ceza Kanunu, KVKK ve AİHS’e göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Bütün bunların yanı sıra, AirTag kullanımının kişiler arasında haksız fiile sebebiyet vermesi halinde TBK’nın da uygulama alanı bulabileceği dikkate alınmalıdır.

[1] https://support.apple.com/tr-tr/HT212227

[2] Bkz. no.1

Yazarlar

Eren Can Ersoy

Eren Can Ersoy

Kıdemli Avukat