ALAN ADININ TANIMI VE ULUSAL TESCİL YÖNTEMİ
İnternet Alan Adı, bilinen diğer bir adıyla domain, internet sitesini tanımlayarak ilgili siteye ulaşım sağlanmasını ve bu yolla alan adı sahibi olan gerçek ya da tüzel kişinin de tanınmasını sağlayan bir elektronik adrestir. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu madde 3/1-v uyarınca; “İnternet üzerinde bulunan bilgisayar veya internet sitelerinin adresini belirlemek için kullanılan internet protokol numarasını tanımlayan adlar” olarak Türk hukukunda tanımlanmaktadır.
Uluslararası sahada alan adlarının tesciline ilişkin birden fazla yöntem vardır. Türkiye’nin benimsediği karma tescil sisteminde hem “ilk gelen alır” (first come, first served) ilkesi hem de belgeye dayalı tescil sistemindeki; “alan adı tescilinde bulunacak kişinin tescil ettireceği alan adı üzerinde hak sahibi olduğunu belge ile ispat yoluna gidebilmesi” imkânı tanınmaktadır. Bu şekilde, alan adı olarak alınmak istenen ad ve işaretin sahipleri ile alan adı olarak tescil ettirmek isteyen kişilerin menfaatlerinin dengelenmesi hedeflenmektedir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun internet sayfasında yayımladığı Marka İnceleme Kılavuzu (“Kılavuz”)’na göre, bir alan adının yapısı üç kısımdan oluşmaktadır (tr., uk. gibi ülke kodlarından oluşan üst düzey alan adı varsa dört kısımda olabilmektedir). Bunlar:
- Bilgiye erişimi belirten kısım: “www,
- İkincil düzey alan adı: alan adının ayırt edici unsurunu oluşturan kısım
- Jenerik üst düzey alan adı: “net., info., bel, .edu., av.” gibi uzantılardır.
Bu kapsamda, örneğin, www.turkpatent.gov.tr alan adındaki “gov” kısmı resmî kurumlar için verilen jenerik üst düzey alan adını, “turkpatent” kısmı ikincil düzey alan adını, “tr” uzantısı da ülke kodu üst düzey alan adını oluşturmaktadır.
ALAN ADININ HUKUKİ NİTELİĞİ
Eskiden yaygın olan görüşe göre alan adları yalnızca bir adresten ibaretken; günümüzde bu anlayış geride kalarak internet üzerinden gerçekleşen ekonomik faaliyetlerin de artmasıyla alan adlarının tanıtma, iletişim ve reklam aracı haline geldiği görülmektedir. Alan adının hukuki niteliği öğretide tartışmalı olmakla birlikte marka, ticaret unvanı gibi ayırt edici ad ve işaret niteliğinde olabileceğine dair görüşler mevcuttur. Alan adları, ticari amaçlarla kullanılabildiği gibi ticari olmayan amaçlarla da kullanılabildiğinden her zaman bir marka, ticaret unvanı veya işletme adı statüsündeki bir kullanımı haiz olmayacak olsa da bir markanın kendisinin alan adı olarak kullanılması uygulamada sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
ALAN ADLARININ MARKA OLARAK TESCİLİNDE AYIRT EDİCİLİK VE BENZERLİK DEĞERLENDİRMESİ
SMK madde 5/1-ç uyarınca bir marka ile “aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilememektedir. Diğer bir deyişle bir markanın ayırt edicilik unsurunu barındırması kadar başka bir marka ile benzerlik taşımaması da gerekmekte olup bir alan adının marka olarak tescil edildiği ihtimalde bu iki unsurun alan adı nezdindeki değerlendirmesine aşağıda yer verilmektedir.
a. Ayırt Edicilik
Alan adının marka olarak tescil edilmesinde marka tescili şartlarından biri olan “ayırt edicilik” şartının sağlanmış olması gerekmektedir. Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/2854 E. 2015/7855 K. sayılı 05.06.2015 tarihli kararında, “ww.ishukuku.org” alan adına ilişkin yapılan marka başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu’nun son karar organı olan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”) tarafından reddedilmesine ilişkin değerlendirmede bulunmuş ve “alan adının bir hukuk anabilim dalı türü olduğu, tüm sektörlerde iş hukukunu ilgilendiren konular olduğu, başvuru markasını gören ortalama tüketici kitlesinde bu ibarenin “marka algısı” oluşturmayacağı, ibarenin somut ayırt edicilik gücünden yoksun olduğu, ayrıca tanımlayıcılığa yakın bir ibare olduğu, bu ibarenin kullanım tekelinin tek bir gerçek veya tüzel kişiye verilmesinin mümkün olmadığı, kullanım sonucu ayırt edici kılınmasının neredeyse imkansız olduğu” sonucuna vararak YİDK’nin kararını onamıştır.
Genel kural olarak, “com”, “net” gibi alan adı uzantıları ile “www”, “http” gibi ifadeler yanına geldiği ibareye ayırt edici nitelik katmadıklarından değerlendirme bu ifadeler dışında kalan diğer unsur(lar) üzerinden yapılmaktadır. Bununla birlikte, alan adının ikincil düzey alan adını (Second top level domain – sTLD) oluşturan ibare ile jenerik üst düzey alan adı (Generic top level domain – gTLD) uzantısı bütünsel bir algılamaya konu olabilecek nitelikte ise değerlendirme bu bütünsellik dikkate alınarak yapılmaktadır.
Kılavuzdaki bir örneğe göre YİDK’nin 2014-M-6254 sayılı kararında “MNG” markası ile “mngreklam.com.tr” arasındaki karşılaştırmada YİDK; “Marka karar kriterlerinde de açıkça belirtildiği üzere “com.tr” alan adı uzantısının, yanına geldiği ibareye ayırt edici nitelik katma vasfı bulunmadığından, başvuru “mngreklam” ibaresi üzerinden incelenmiştir.” sonucuna varmaktadır.
Her ne kadar yukarıda değinilen uzantılar genellikle ayırt edici nitelik taşımasa da marka bütünü içerisinde görsel veya kavramsal açılardan jenerik üst düzey alan adı ile ülke kodu üst düzey alan adı kısımlarının alan adına ayırt edici katkısının olup olmadığına somut olay bazında değerlendirilmelidir. Kılavuz’da bu konuda verilen bir diğer örneğe göre; kalp işaretiyle, “anneyiz.biz” ibaresinin bitişik olduğu alan adında “anneyiz” kelimesi ile hem “kalp işareti” hem de “biz” kelimesi bir bütünsellik meydana getirdiği için ilgili alan adının tamamı ayrıştırılmadan bir değerlendirme yapılmasının doğru olacağından bahsedilmektedir.
b. Benzerlik
Ayırt edicilik değerlendirmesinde bahsettiğimiz üzere alan adlarındaki ayırt edicilik unsurunu taşıyan kısım genellikle ikinci jenerik kısım olduğundan benzerlik değerlendirmesinde de bu kısımda yer alan ibareler önem arz etmektedir. İlgili alan adı ile marka arasındaki benzerlik değerlendirmesi; işaretlerin görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikleri dikkate alınarak ihtilafa konu mal veya hizmetlerin ortalama seviyedeki tüketici kitlesinin gözüyle değerlendirilmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/6580E. 2016/3961 K. sayılı 11.04.2016 tarihli kararında; davacı “e-bebek” ibareli marka ve “e-bebek.com”, “ebebek.com”, “e-bebek.com.tr” şeklinde alan adına sahiptir. Davalı ise, “www.e-bebekanneleri.com” alan adını kendi adına tescil ettirmiştir ve davacı marka hakkına tecavüz edildiğini ileri sürmüştür. Yargıtay burada “davacı işletmesi ve markaları ile çağrışım ve iltibas meydana getirme amacı taşıdığını, ortalama anne tüketicilerinin “e-bebekanneleri” şeklindeki ibareyi davacıya ait seri markalardan birisi veya satış sitesi olarak değerlendirebileceği” gerekçesiyle çağrışım yapma ihtimalini benzerlik değerlendirmesinde yeterli gördüğünü belirtmektedir.
SONUÇ OLARAK
Alan adları yalnızca bir internet adresi olmayıp marka gibi tescili mümkün ve bu yolla reklam, tanıtım gibi amaçların kolaylıkla sağlamasını sağlayan ayırt edici işaretlerden biridir. Alan adının marka olarak tescil edilmesi halinde SMK kapsamında karıştırılma ihtimali değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu değerlendirmede, karşılaştırılan işaretlerin kimi zaman alan adından oluştuğu, alan adı formatında olduğu ya da alan adı içerdiği görülmektedir.
Alan adının özelliği gereği, alan adı içeren işaretler ile kelime ve/veya şekil unsurundan oluşan markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinde kullanılacak ölçütler özellik arz edebilmektedir. Dolayısıyla alan adlarının tescilinde markaya ilişkin şartlardan biri olan “ayırt edicilik unsurunun” sağlanması gereklidir. Bu unsur, Yargıtay ile YİDK kararlarında belirtildiği üzere her bir somut olaya göre değerlendirmeli ve marka başvurusuna tabi alan adının, bu alan adını gören ortalama tüketici kitlesinde bir “marka algısı” oluşturması gereklidir.
Bu sonuca paralel bir şekilde, alan adının marka nezdindeki tescili halinde başka bir marka ile benzerlik gösterip göstermediğine ilişkin yapılacak değerlendirmede de işaretlerin görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikleri tümüyle dikkate alınarak ihtilafa konu mal veya hizmetlerin ortalama seviyedeki tüketici kitlesinin gözüyle değerlendirilmesi gereklidir.