GİRİŞ
Ülkemizin de üyesi olduğu Mali Eylem Görev Gücü (“FATF”) kapsamında IV. Tur Karşılıklı Değerlendirme süreci ve genel kurulda kabul edilen rapor uyarınca kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (“BMGK”) kararları ile ilgili FATF Tavsiyeleri gereğince hazırlanan Kanun, 31 Aralık 2020 Tarihli ve 31351 Sayılı Resmî Gazete 5. Mükerrer’de yayımlanmıştır.
Kanun ile getirilen yeni düzenlemelerin yanı sıra; 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda, 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’da, 5941 sayılı Çek Kanunu’nda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’da birtakım değişiklikler de yapılmıştır.
İşbu Bilgi Notu’nda Kanun ile getirilen TTK, Çek Kanunu ve Dernekler Kanunu kapsamındaki düzenlemeler ile; söz konusu düzenlemelerin şirketlere ve derneklere olan etkileri incelenmiştir.
Belirtmek gerekir ki; Kanun’un Geçici Madde 1 hükmü uyarınca; Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce BMGK’nın kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik kararlarına dayanılarak yetkili kurullar tarafından verilen kararların uygulanmasına devam edilecektir. Ayrıca Kanun’un yürürlük tarihinden önce, yetkili kurullar tarafından verilen kararların yerine getirilmesinde de yine Kanun’un uygulanacağı düzenlenmiştir.
Aynı zamanda Kanun’un yürürlük maddesi uyarınca, Kanun’un TTK’ya ilişkin 28 ila 34. maddeleri 01.04.2021 tarihinde, diğer maddeleri ise 31.12.2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
YASAK İŞLEM VE FAALİYETLER
Kanun’un 2. (ikinci) maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, BMGK kararlarının kapsamına bağlı olarak aşağıdaki işlem ve faaliyetler birlikte gerçekleşme şartı olmaksızın yasak olarak düzenlenmiştir:
- Bu kararlarda yer alan kişi veya kuruluşlara veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen kişi veya kuruluşlara ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşlara ya da bunların yararına her türlü fon toplanması veya sağlanması ya da bunların Türkiye’de iş ortaklığına ya da başkaca iş ilişkilerine girmesi,
- Bu kararlarda yasaklanan nükleer, balistik füze programları veya diğer faaliyetlerle ilgili olarak organizasyonlara veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen kişi veya kuruluşlara ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşlara ya da bunların yararına her türlü fon toplanması veya sağlanması,
BMGK kararlarının kapsamına bağlı olarak bu kararlarda belirtilen kişi, kuruluş veya organizasyonların veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen kişi veya kuruluşların ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşların da;
- Türkiye’de temsilcilik açması, her türlü faaliyette bulunması, faaliyetlerini gerçek veya tüzel kişiler aracılığıyla doğrudan ya da dolaylı olarak yürütmesi,
- Bankalarının Türkiye’de şube veya temsil ofisi açması ya da iş ortaklığına girmesi,
- Bankaları ile iş ortaklığı kurulması, sermaye ortaklığına gidilmesi veya muhabir banka ilişkisi tesis edilmesi,
yasak olup, Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle mevcut olanların ise yasak kapsamına girilmesinden dolayı sonlandırılması gerekeceği düzenlenmiştir.
Bu yasaklara ilave olarak ayrıca BMGK tarafından izin verilen haller dışında ilgili kararların kapsamına bağlı olarak bu kararlarda belirtilen madde, malzeme ve ekipmanın ithali, ihracı, transiti ve teknolojinin transferi veya nükleer faaliyetlere ya da nükleer silah atma sistemlerinin geliştirilmesine katkı sağlanması veya destek verilmesi de yasak olarak ele alınmıştır.
MALVARLIĞININ DONDURULMASI VE YASAKLARIN UYGULANMASI
Kanun’un 3. (üçüncü) maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, BMGK’nın kararlarına konu;
- Kişi veya kuruluşların veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen kişi veya kuruluşların ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşların Türkiye’de bulunan malvarlığının,
- Deniz ulaşım araçlarının, dondurulması veya yukarıda da yer verilen Kanun’un 2. (ikinci) maddesinde belirtilen yasaklama kararları ile bu kararların kaldırılması kararlarının uygulaması, Cumhurbaşkanı tarafından alınacak kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla gecikmeksizin yerine getirilecektir. Bu kapsamda verilen yasaklama kararları ilgisine göre yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından derhal yerine getirilecektir.
BMGK’nın kararlarında belirtilen organizasyonların veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen kişi veya kuruluşların ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşların Kanun’un 2. (ikinci) maddesinde belirtilen yasaklı işlem ve faaliyetlerde bulunduklarına ilişkin makul sebeplerin varlığı halinde Denetim ve İş Birliği Komisyonu’nun önerisi üzerine Türkiye’deki malvarlıkları Cumhurbaşkanının Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla gecikmeksizin dondurulur. Bu kapsamda Kanun’da “makul sebep” ve “Denetim ve İş Birliği Komisyonu’nun önerisi” kavramları ucu açık bırakılmış olup bu kavramlarının uygulaması karşılaşılacak potansiyel olaylar nezdinde takip edilebilecektir.
Söz konusu Cumhurbaşkanı kararlarının yukarıda belirtildiği şekli ile Resmî Gazete’de yayımlanması ile birlikte yasak kapsamında yer alan organizasyonların veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen kişi veya kuruluşların ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşların yer alacağı nihai listeler, ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından İnternet sitelerinde gecikmeksizin yayınlanır. Ancak Kanun’un işbu maddesinde de ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili olma kriteri yine ayrıntılı olarak düzenlenmemiş olup bu hususun da uygulaması karşılaşılacak potansiyel olaylar nezdinde takip edilebilecektir.
BMGK kararları uyarınca malvarlığının dondurulmasına ilişkin verilen kararların icrası ve sonuçları bakımından bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’un ilgili hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamda belirtmek isteriz ki, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun, terör ve terörizmin finansmanıyla etkin mücadele edilmesi kapsamında; 1999 tarihli Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmenin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu Kanun kapsamındaki terör ve terörizmin finansmanıyla mücadeleye ilişkin kararlarının uygulanması ile terörizmin finansmanı suçunun düzenlenmesi ve terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla malvarlığının dondurulmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla hazırlanmış olup ilgili olay bazında uygun düştüğü ölçüde uygulama alanı bulacaktır.
Tüm bunlara ilave olarak BMGK kararlarında belirtilen harcama ve ödemeler için kararda gösterilen usul ve sınırlarla bağlı kalmak üzere yukarıda yer alan yasaklama kararlarına ilişkin hükümler uygulanmaz.
DENETİM VE İŞ BİRLİĞİ KOMİSYONU
Kanun’un 4. (dördüncü) maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, Kanun tahtında düzenlenen hususların uygulanması amacıyla ayrı bir birim ihtiyacından dolayı Denetim ve İş Birliği Komisyonu (“Komisyon”)’nun oluşturulmasına karar verilmiştir.
Komisyon, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanının başkanlığında; Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Nükleer Düzenleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulunun en az genel müdür veya başkan yardımcısı düzeyinde olmak üzere bildireceği üyelerden oluşacak olup Komisyon’un sekretarya hizmetleri Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülecektir.
CEZAİ DÜZENLEMELER
Kanun’un 5. (beşinci) maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, Kanun kapsamında Komisyon’a, hükümlere uymayanlara idari para ceza verme yetkisi verilmiştir. Buna göre;
- Yasak işlem ve faaliyetler ve
- Malvarlığının dondurulması ve yasakların uygulanması
düzenlemelerine aykırı davrananlara cezai müeyyide olarak; hapis, adli para cezası ve idare para cezası ile tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri öngörülmüştür.
YARDIM TOPLAMA KANUNU KAPSAMINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
İşbu Kanun ile 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda da birtakım değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır:
- Kanun’un 7. (yedinci) maddesi uyarınca; izinsiz yardım toplama faaliyetinin internet ortamında yapıldığının tespiti hâlinde ilgili Valilik veya İçişleri Bakanlığı tarafından içerik ve/veya yer sağlayıcıya, yardım toplama faaliyetine ilişkin içeriğin çıkarılması için internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirimde bulunulur.
İçeriğin en geç 24 (yirmidört) saat içinde içerik ve/veya yer sağlayıcı tarafından çıkarılmaması veya içerik ve yer sağlayıcıya ilişkin bilgilerin edinilememesi ya da teknik nedenlerle bildirimde bulunulamaması hâlinde ilgili valilik veya İçişleri Bakanlığı internet ortamındaki söz konusu içeriğe ilişkin erişimin engellenmesine karar verilmesi için Sulh Ceza Hâkimliğine başvurur.
Hâkim, talebi en geç 24 (yirmidört) saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar ve gereği yapılmak üzere doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gönderir. Bu karara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir. Bu kapsamda verilen erişimin engellenmesi kararı, içeriğe erişimin engellenmesi (URL vb.) yöntemiyle verilir.
- Kanun’un 8. (sekizinci) maddesi uyarınca; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadele kapsamında gerekli tedbirlerin alınması ve ülkemizden yurtdışına yapılacak yardımlara ilişkin mevzuat boşluğunun giderilmesini teminen düzenleme yapılarak, yurt içine ve yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslarının yönetmelik ile belirleneceği düzenlenmiştir.
- Kanun’un 9. (dokuzuncu) maddesi uyarınca; denetimlerin daha etkin bir şekilde yapılabilmesini sağlamak amacıyla; yardım toplama faaliyetinin denetiminde görevlendirilenlerin ve bu faaliyetlere izin veren makamların yapılan denetim ve incelemeyle sınırlı olmak üzere, yardım toplama faaliyetiyle ilgili olanlardan, kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dahil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteyebilmelerine imkan tanınmaktadır.
Talepte bulunulanlar özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamayacaktır.
- Kanun’un 10. (onuncu) maddesi uyarınca; yardım toplama faaliyetleri kapsamındaki cezai düzenlemelerde caydırıcılığın sağlanması amacıyla izin verilen yardım toplama şekli dışında kalan diğer yardım toplama şekillerine göre izinsiz yardım toplanması, izinsiz yardım toplanmasına yer ve imkan sağlayanların uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmaması, belirlenecek usul ve esaslara aykırı olarak yurt dışına yardım yapılması ve denetim ile görevlendirilenler ve izin vermeye yetkili makamlarca talep edilen bilgi ve belgeyi verme yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi fiilleri de idari yaptırıma tabi tutulmuştur. İdari para cezalarının miktarları artırılmıştır.
DERNEKLER KANUNU KAPSAMINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
- Kanun’un 11. (onbirinci) maddesi uyarınca; merkezi yurt dışında olup Türkiye’de faaliyette bulunan vakıflar da yabancı dernekler gibi kanun kapsamına alınmıştır.
- Kanun’un 12. (onikinci) maddesi uyarınca; Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından mahkûm olanlar derneklerin genel kurul dışındaki organlarında görev alamayacaklardır. Dernek organlarına seçildikten sonra bu suçlardan mahkûm edilenlerin görevi sona erecektir. Ayrıca yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verildiği takdirde bu fıkra hükümleri uygulayacaktır.
- Kanun’un 13. (onüçüncü) maddesi uyarınca;
- Derneklerin denetimlerinin periyodik yapılmasını teminen, yapılacak risk değerlendirmelerine göre denetimlerin 3 (üç) yılı geçmeyecek şekilde her yıl ve kamu personeli eliyle yapılacağı;
- Söz konusu denetimleri gerçekleştirecek kişilerin ve buna ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği,
- Denetim ile görevlendirilenlerin kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dahil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteme yetkisine sahip olacağı,
- Talepte bulunulanların özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamayacakları,
- Denetim sırasında uzmanlık ve teknik bilgi gerektiren durumlarda İçişleri Bakanlığı, valilikler ve kaymakamlıklar tarafından bilirkişi görevlendirilebileceği
düzenlenmiştir.
Öte yandan, Özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak üzere, İçişleri Bakanlığınca veya mülki idare amirliğince talep edilmesi hâlinde, dernekler ile derneklere ait her türlü tesis, müessese ve ortaklığı bulunan kuruluşlar, görev alanları ile sınırlı olmak üzere ilgili bakanlık ve kuruluşlar tarafından denetlenebilecektir. Denetim sırasında, uzmanlık veya teknik bilgi gerektiren durumlarda İçişleri Bakanlığı, valilikler ve kaymakamlıklar tarafından bilirkişi görevlendirilebilecektir. Bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenecektir.
- Kanun’un 14. (ondördüncü) maddesi uyarınca; dernekler tarafından yurtdışına yapılacak yardımların şeffaf, hesap verilebilir şekilde yürütülmesi, ayrıca suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadele kapsamında gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bildirim esasına dayalı olacak şekilde düzenlenmiştir. Buna göre; yurt dışına yapılacak yardımlar kapsamında, yardım yapılmadan önce dernekler tarafından mülki idare amirliğine bildirileceği; bildirimin şekli ve içeriği ile yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenleneceği belirtilmiştir.
- Kanun’un 15. (onbeşinci) maddesi uyarınca; Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından dolayı derneğin genel kurulu dışındaki organlarında görevli olanlar veya ilgili personel hakkında soruşturma başlatılması halinde bu kişiler yahut bu kişilerin görev yaptığı organlar geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilecektir. Bu tedbirin yeterli olmaması ve gecikmesinde sakınca bulunması durumunda İçişleri Bakanı, derneği geçici olarak faaliyetten alıkoyabilecek ve derhal mahkemeye başvuracaktır. Bu karara karşı, son hükmü 48 (kırksekiz) saat içinde sulh hukuk mahkemesi verecektir.
- Kanun’un 16. (onaltıncı) maddesi uyarınca; dernekler üzerinden suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı suçlarıyla daha etkin mücadele için idari yaptırımlar yeniden düzenlenmekte ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla yaptırım miktarı artırılmaktadır. Ayrıca 7.000 TL (yedibinTürklirası)’nı aşan her türlü gelir, tahsilat, gider ve ödemelerini bankalar ve diğer finans kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla yapmayan dernek yöneticilerine her bir işlem için işleme konu tutarın %10’una kadar idari para cezası verilir.
- Kanun’un 17. (onyedinci) maddesi uyarınca; Kanun hükümlerinin, derneklerin şubeleri, demek ve vakıfların üst kuruluşları, merkezleri yurtdışında bulunan dernekler, vakıflar ve diğer kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye’deki şube veya temsilcilikleri ile Türkiye’de faaliyette veya iş birliğinde bulunma izinleri hakkında da ceza hükümleri ile birlikte uygulanacağı düzenlenmiştir.
TÜRK TİCARET KANUNU KAPSAMINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
- Kanun’un 28. (yirmisekizinci) maddesi uyarınca; Ticaret Bakanlığı, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılabilecektir. Diğer bir deyişle yapılan düzenlemede pay defterinin kaybolması, mükerrer pay defteri tutulması gibi uygulamada karşılaşılan sorunların önüne geçilmesi, hisse devirleri kayıt altına alınarak ortaklık ve buna bağlı hakların korunması, şirketler topluluğunda hakim ve bağlı ortakların kolay tespitine imkan tanınması, gerçek ortaklık yapısının sağlıklı bir şekilde ortaya konulması amaçlanarak Ticaret Bakanlığı’na pay defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılma yetkisi verilmektedir. Diğer taraftan, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin kaybolması durumunda şirketler tarafından yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmesi ve çift defter tutulmasının önlenmesi amacıyla Ticaret Bakanlığı’na bu defterlerin de elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılma yetkisi verilmektedir. Bakanlık bu yetkisini şirketlerin türü ve faaliyet alanları gibi belirleyeceği esaslara göre kullanabilecektir.
- Kanun’un 29. (yirmidokuzuncu) maddesi uyarınca; hamiline yazılı pay senedi sahiplerinin Merkezi Kayıt Kuruluşundan alınacak pay sahipleri çizelgesine göre genel kurul toplantılarına katılmaları usulü kabul edildiğinden maddenin üçüncü fıkrası bu değişikliğe uyum sağlamak amacıyla yürürlükten kaldırılmıştır.
- Kanun’un 30. (otuzuncu) maddesi uyarınca; hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasında ve devrinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildiririm yükümlülüğü getirilmektedir. Halka açık olmayan anonim şirketlerde hamiline yazılı pay senetleri bakımından yönetim kurulunun pay sahipleri çizelgesini Merkezi Kayıt Kuruluşundan sağlayacağı listeye göre düzenlemesi hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda hamiline yazılı pay senedi sahipleri bakımından giriş kartı alma usulü kaldırılmıştır.
Pay sahipleri çizelgesinin Merkezi Kayıt Kuruluşundan sağlanmasının usul ve esasları, gereğinde genel kurul toplantısının yapılacağı gün ile sınırlı olmak üzere payların devrinin yasaklanması ve ilgili diğer konular Sermaye Piyasası Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca kayden izlenen paylara ilişkin olarak Sermaye Piyasası Kurulu, hamiline yazılı paylar bakımından ise Ticaret Bakanlığı tarafından bir tebliğle düzenlenecektir. Diğer taraftan maddenin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle, halka açık olmayan anonim şirketlerde pay sahipleri çizelgesinin Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndan sağlanmasının usul ve esaslarını belirleme hususunda Ticaret Bakanlığı’na yetki verilmektedir.
- Kanun’un 31. (otuzbirinci) maddesi uyarınca; hamiline yazılı pay senedinin zilyedi bulunduğunu ispat eden ve Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilen kimse, şirkete karşı pay sahipliğinden doğan hakları kullanmaya yetkili kılınmıştır.
- Kanun’un 32. (otuzikinci) maddesi uyarınca; hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgiler, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilecektir.
- Kanun’un 33. (otuzüçüncü) maddesi uyarınca; TTK’nın “Hamiline yazılı pay senetlerinin devri” başlıklı 489. madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılacak bildirimle hüküm ifade eder. Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunulmaması halinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz.
(2) Hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılan bildirim tarihi esas alınır.
(3) Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtlar, ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır.
(4) Hamiline yazılı pay senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmesi ve kaydedilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu kapsamda alınacak ücretler Ticaret Bakanlığınca çıkarılan tebliğle belirlenir.”
Birinci fıkrada yapılan değişiklikle, kayden izlenmeyen hamiline yazılı pay senetlerinin devrinde, devrin şirket ve üçüncü kişiler nezdinde hüküm ifade etmesi için pay senedini devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bildirimde bulunulması zorunluluğu getirilmektedir. Hamiline yazılı pay senedini devralan tarafından gerekli bildirimde bulunulmazsa, devralan bu Kanun’dan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamayacaktır.
İkinci fıkrayla, hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesiyle ilgili tereddütleri gidermek amacıyla bildirim tarihi belirlenmektedir. Böylelikle pay senedine bağlı hakların ileri sürülmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşu’na yapılan bildirim tarihi esas alınacaktır.
Üçüncü fıkrayla, Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtların yetkili kılınmış mercilerle paylaşılacağı düzenlenmektedir.
Dördüncü fıkrayla, hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili kayıtların tutulmasına ilişkin usul ve esasların ve bu kayıtlarla ilgili verilecek hizmet kapsamında alınacak ücretin Ticaret Bakanlığı’nca bir tebliğ ile belirleneceği düzenlenmektedir.
- Kanun’un 34. (otuzdördüncü) maddesi uyarınca; hamiline yazılı pay senedi çıkaran anonim şirketlerde, hamiline yazılı pay sahipliğine ilişkin bilgileri Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirmeyen şirketler ile hamiline yazılı pay senedini devralmasına rağmen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen pay sahipleri hakkında uygulanacak idari yaptırım düzenlenmiştir.
- Kanun’un 35. (otuzbeşinci) maddesi uyarınca; TTK’ya eklenecek olan geçici madde ile, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlara, 31 Aralık 2021 tarihine kadar Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmek üzere pay senetleri ile birlikte anonim şirkete başvurma yükümlülüğü getirilmiştir.
Başvuru üzerine anonim şirket yönetim kurulu, 5 (beş) iş günü içinde hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgileri Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirir. Pay sahipleri anonim şirkete başvurmazsa bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli başvuru yapılıncaya kadar kullanamaz.
ÇEK KANUNU KAPSAMINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
- Kanun’un 26. (yirmialtıncı) maddesi uyarınca; 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 3. (üçüncü) maddesinin 5. (beşinci) fıkrasında yer alan “31.12.2020” ibaresi “31.12.2021” şeklinde değiştirilmiş ve böylece 31.12.2021 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz hale gelmiştir.
İşbu Değerlendirme, sizlere bilgi ve faydalı olması amacı ile herhangi bir kesinlik ve bağlayıcı görüş içermeksizin tavsiye maksadında hazırlanmış olup bilgi için antedimizde yer alan irtibat bilgilerimizden bizler ile her zaman iletişime geçebilirsiniz.